YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TENFİZİ VE TANINMASI

Anasayfa » YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TENFİZİ VE TANINMASI

YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TENFİZİ VE TANINMASI

  • GİRİŞ

Milletlerarası ilişkilerin giderek yoğunlaşması, kişilerin, sermayenin, hizmetin dünya üzerinde yayılımı temelinde dünyanın globalleşmesi yargısal faaliyet neticesinde ortaya çıkan kararların diğer (ilgili) devletlerde uygulanması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda tanıma ve tenfiz, bir ülkede yapılan yargılama faaliyeti sonucu verilen mahkeme kararının kesin hüküm ve kesin delil olarak başka bir ülkece kabul edilmesi ve aynı zamanda kararın icrai işlemlerinin yapılabilmesini ifade eder.

 

Tanıma ve tenfize ilişkin düzenlemeler her devletin iç hukuk kuralları ile düzenlenmekte olup, hukukumuzda da 5718 sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun  (MÖHUK) ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

 

Biz bu çalışmamızda tanıma ve tenfiz kurumunun Türk Hukuku’nda ve MÖHUK kapsamında nasıl bir işleyişinin olduğunu değerlendirdik.

 

  • YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI ve TENFİZİ

 

Yargılama sonucu ortaya çıkan mahkeme kararlarının hukuki niteliği bakımından iki temel sonucu vardır; kesin delil ve kesin hüküm. Bunun yanı sıra bazı mahkeme kararlarının kesin delil ve kesin hüküm etkisine ek olarak icra kabiliyeti de mevcuttur.[i] Tanıma, yabancı mahkemeler tarafından verilmiş olan kararın kesin hüküm kuvvetinin ilgili ülkelerde kabul edilmesidir. [ii] Tenfiz is yabancı hükmün, kesin hüküm kuvveti ile birlikte icra kabiliyetinin de yabancı ülkeleri kapsaması anlamına gelmektedir.

 

  • 5718 SAYILI KANUN KAPSAMINDA, TÜRK HUKUKUNDA TANIMA ve TENFİZ

 

  1. Tanıma ve Tenfiz Kararı Verilmesinin Koşulları:

 

5718 sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 50 ve 58. Maddelerinde tanıma ve tenfiz için gerekli olan koşullar yer almaktadır. Bunlar:

  • Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş bir ilam olması,
  • Kararın (şekli anlamda) kesinleşmiş olması,
  • Kararın hukuk davalarına ilişkin bir karar olması,
  • Yabancı mahkeme kararının kamu düzenine açıkça aykırı olmaması,

(Yargıtay 11. HD,  2012/3175 E. 2012/5547 K.)

  • Hükmün verildiği yer ile Türkiye arasında mütekabiliyet (karşılıklılık) bulunması

(Bu şart sadece tenfizde geçerlidir.)

  • Kararın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş̧ olması ya da yabancı mahkeme kararının davalısının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemiş olması,
  • Kararın davalının savunma haklarına uygun davranılarak verilmiş olması gerekmektedir.
  1. Görev ve Yetki

MÖHUK Madde 51 – (1)“Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.(2)Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.”

Kanun maddesinde de bahsi geçtiği üzere, tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme “asliye mahkemeleridir” (m. 51/1). Aile hukukuna ilişkin davalarda ise, görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Konusu ticari olan yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin davalarda ise görevli mahkeme “asliye ticaret mahkemeleri”dir. 6335 sayılı kanunla (RG. 30/06/2012, S. 28339) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin 3. fıkrasında yapılan değişiklikten sonra asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki artık “iş bölümü” yerine “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bu sebeple konusu ticari olan yabancı mahkeme kararlarının da tenfizi konusunda asliye hukuk değil asliye ticaret mahkemeleri görevli olacaklardır.[iii]

Ayrıca m. 51/2 uyarınca yetkili mahkeme kendisine karşı tanıma-tenfiz istenen (davalı) tarafın Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinin, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinin yetkili olacağı düzenlenmiştir.

  1. Taraflar

MÖHUK Madde 52 – (1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”

Söz konusu kanun hükmünün lafzından anlaşıldığı üzere, tanıma veya tenfiz talebinde bulunan kişinin mutlaka yabancı mahkeme kararının tarafı olması şart değildir. Örneğin, murisinin boşanmasına ilişkin kararın mirasçılık haklarını etkilemesi ve bunu ancak mahkeme kararı ile elde edebilmesi söz konusu olan davacının, davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun ve “hukuki yararı bulunan herkes” kavramı içinde yer aldığı değerlendirilmesi yapılabilecektir. Aynı şekilde bu talepte bulunacak kişilerin Türk vatandaşı olması veyahut aleyhine talepte bulunulacak kişinin Türk vatandaşı olması zorunluluğu bulunmamaktadır.

  1. Yargılama Usulü

Burada dikkat çekilmesi gereken husus revizyon yasağıdır. Revizyon yasağı yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, davaya bakan mahkemenin, sadece kanunda belirtilen tenfiz veya tanıma şartları açısından inceleme yapmasını, uyuşmazlığın esasına girmemesini öngören yasaktır. Örneğin yabancı mahkemenin delilleri doğru değerlendirip değerlendirmediği, uyguladığı hukuk kuralını doğru uygulayıp uygulamadığı gibi hususlar açısından inceleme yapılmaması gerekir. Yani mahkeme sadece davanın tanınması veya tenfizinin uygun olmasını incelemekle yükümlüdür. MÖHUK 55. maddesinin 1. fıkrasının açık lafzından görüldüğü üzere bu davalar basit yargılama usulü ile görülür.

  1. Harç

Harçlar Kanunu Madde 4 – “Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır.”

Kanun maddesinde bahsi geçen tarifeye göre yabancı mahkeme kararının konusu eğer belli bir değerle ilgili bulunan bir uyuşmazlık ise nisbi harç, eda hükmü içermeyen uyuşmazlıklarda ise maktu harç alınacaktır.

  1. Gerekli Belgeler

MÖHUK Madde 53 –  “(1) Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir:

  1. a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.
  2. b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.

Kısaca tanıme ve tenfiz talep edilebilmesi için gereken belgeler aşağıdaki gibidir:

  • Yabancı mahkeme kararının aslı
  • Yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olduğunu gösterir şerh veya belge ve apostil
  • Yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararın yeminli tercüman tarafından Türkçe’ye tercüme edilmesi ve bu tercümenin noter veya konsolosluktan onaylatılması
  • Pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopisi
  • Avukata vekâlet verilecek ise vekâletnamede “yurtdışında verilmiş mahkeme kararına ilişkin tanıma ve tenfiz davası açmaya yetki’’ ibaresi
  1. Tanıma ve Tenfiz Kararının Etkisi

Tanıma ve tenfiz davalarına bakan mahkemelerin verebilecekleri kararlar MÖHUK 56. Maddede düzenlenmiştir:

MADDE 56 – “(1) Mahkemece ilâmın kısmen veya tamamen tenfizine veya istemin reddine karar verilebilir. Bu karar yabancı mahkeme ilâmının altına yazılır ve hâkim tarafından mühürlenip imzalanır.”

Yani tanıma veya tenfiz talebi kabul, red veya kısmen kabulü şeklinde sonuca bağlanacaktır. Tanıma talebi kabul edilir ise kararın kesin hüküm ve kesin delil etkisi olacaktır. Tenfiz talebinin kabulünde ise kararın kesin hüküm ve kesin delil etkisi yanında icra edilebilirlik etkisi olacaktır.

4) YABANCI ÜLKE ADLİ VE İDARİ MAKAMLARINCA VERİLEN BOŞANMA KARARLARININ TÜRK NÜFUS KÜTÜĞÜNE TESCİLİ

29.04.2017 Tarihli 30052 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 690 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesinde yer alan düzenleme ile yabancı ülke adli veya idari makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararların yargı yoluna başvurulmaksızın 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (NHK)’nun 27/A maddesi gereğince nüfus kütüğüne tescil edilmesine dair düzenleme getirilmiştir. Yabancı Ülke Adli ve İdari Makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkındaki Yönetmelik ile tanıma işleminin idari makamlar önünde gerçekleştirilmesinin usul ve esasları düzenlenmiştir.

NHK Madde 27/A

“(1) Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.

(2) Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır.

(3) Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye’de tanınması, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır.”

Bu madde ile kamu düzenine açık bir aykırılık olmadığı hallerde, boşanma, evliliğin butlanı, iptali ya da mevcut olmadığı yönündeki, kesinleşmiş yabancı mahkeme ve idari makam kararlarının Türkiye’de nüfus müdürlüklerine, yurtdışında ise, kararın verildiği yabancı ülkede bulunan Türk Büyükelçilikleri, başkonsoloslukları ve konsolosluk ajanlarına, kararın taraflarının birlikte (asaleten ya da vekilleri aracılığı ile) yapılacakları başvuru ile gerçekleştirileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu başvurunun reddi halinde, yukarıda detaylıca bahsettiğimiz tanıma davası ile Türk mahkemelerinden yabancı boşanma, evliliğin iptali, butlanı ve mevcut olmadığı yönündeki mahkeme kararlarının tanınması istenebileceği yönünde bir engel bulunmamaktadır. Yani başvurusu reddedilen kişi tanıma talebinde bulunabilecektir.

Sonuç

Yabancı bir mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye’de tanınması ve icra edilmesi hususunda uygulamada özellikle kararın verildiği ülke hukuku uyarınca kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti en önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla bu hususta alanında uzman avukatlardan yardım almak en doğrusu olacaktır. Ayrıca hakem kararlarının tanınması ve tenfizi Newyork Sözleşmesi ile belirlenmiş olup Türkiye bu sözleşmeye taraftır.

Mayıs 2020, Kadıköy                              

Av. Abdulvahit Kaya & Av. Dilay Reşitoğlu

Kaya  Partner Hukuki Danışmanlık

                                                                                        Lawyers  – Rechtsberatung

                                                                                                    Istanbul – Turkey

www.kayapartner.com                                                         info@kayapartner.com

 

[i] (Ekşi, Nuray Yabancı Boşanma Kararının Türkiye’de Tanınması Davasının Mirasçılar Tarafından Açılacağına İlişkin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 03.04.2012 Tarihli Kararının Değerlendirilmesi, İÜHFD C:32, S:1,T:2012, s:3)

[ii] (Nomer, Ergin Devletler Hususi Hukuku 2015 s:497 )

[iii] Çelikel/Erdem, s. 662; Şanlı/Esen/AtamanFiganmeşe, s. 570-572.

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz: