YABANCI MAHKEME KARARLARINI TÜRKİYE’DE TANIMA VE TENFİZİ
YABANCI MAHKEME KARARLARINI TÜRKİYE’DE TANIMA VE TENFİZİ
Yabancı ülke mahkemelerince verilmiş olan kesin kararların Türk hukukunda geçerlilik kazanabilmesi için açılan dava türü tanıma veya tenfiz davasıdır. Yabancı ülke mahkemesinin kararı adeta yerel mahkeme vermiş gibi kabul edilip kesin hüküm veya kesin delil niteliğine sahip olur. Tanıma ve tenfiz davaları Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun’un ikinci bölümünde, madde 50-59 arasında düzenlenmiştir.
Yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizine ilişkin Türk hukuk kaynakları nelerdir?
- 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizini düzenleyen temel mevzuattır.
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90.maddesi uyarınca “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir.” İlgili uluslararası antlaşmalar da yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi için hukuki kaynaktır.
- Bağlayıcı olmamasına rağmen ;; Yargıtay İçtihatları.
LAHEY SÖZLEŞMESİ VE LAHEY SÖZLEŞMESİNİN TANIMA VE TENFİZ DAVASINA ETKİSİ NEDİR?
Lahey Sözleşmesi, uluslararası geçerlilik sağlayan kuralları barındıran bir sözleşmedir. AB’deki bir mahkeme tarafından verilen kararların, sözleşmeye taraf olan AB üyesi olmayan ülkelerde de tanınmasını ve tenfiz edilmesini sağlar. Ayrıca, AB üyesi olmayan ülke kararlarının AB’de ancak AB hukukunun temel ilkelerine saygı gösterilmesi halinde tanınmasını ve tenfiz edilmesini sağlar.
Türkiye’de yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, MÖHUK 50-59. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Anayasa’nın 90/V. maddesi uyarınca, milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. MÖHUK’un 1/2. maddesi uyarınca da milletlerarası sözleşme hükümleri saklıdır. Dolayısıyla, Türkiye, Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanıma ve Tenfizine İlişkin Lahey Konvansiyonu’nun tarafı olup onayladığı için, Konvansiyon kapsamına giren hallerde Konvansiyon hükümleri, MÖHUK hükümlerine göre öncelikli olarak uygulanacaktır.
TANIMA DAVASI NEDİR?
Yabancı ülkede verilen mahkeme kararının Türk mahkemelerinde kesin hüküm veya kesin delil teşkil etmesi için açılan davadır. Tanıma davasının amacı durum tespitidir ve icrası gerekmeyen mahkeme kararları için başvurulan yoldur.
YABANCI MAHKEME KARARLARINI TENFİZ NEDİR?
İcrai nitelikteki yabancı mahkeme kararının Türk mahkemeleri tarafından geçerli olması için açılan davadır. Tenfizin temel şartlarından biri mütekabiliyettir. Eğer yabancı devlet ile Türkiye arasında ahdi, kanuni veya fiili bir karşılıklılık (mütekabiliyet) mevcut değilse, tenfiz talebi reddedilecektir. Karşılıklılığın gerçekleşmesi için (kanuni ve fiili açıdan) kararı veren mahkemenin bulunduğu devletin Türkiye tarafından tanınmış olması gerekli değildir. Bununla beraber, ahdi karşılıklılık bakımından, anlaşmaya taraf devletlerin birbirlerini tanıması gerekmektedir. Hakim re’sen karşılıklılığın var olup olmadığını açıklığa kavuşturmak zorundadır.
MÖHUK’un 50. maddesi uyarınca, medeni hukuk konularına ilişkin yabancı mahkeme kararları, yabancı ülke kanunlarına göre kesinleştikleri sürece icra edilebilirler. Ayrıca ceza mahkemeleri tarafından verilen kişisel haklara veya maddi tazminata ilişkin yabancı kararlar da tenfiz edilebilmektedir.
Türk Mahkemesi tarafından tenfiz talebi üzerine verilebilecek kararlar MÖHUK’un 56. maddesinde düzenlenmiştir ve buna göre mahkeme yabancı ilamın tenfizini kabul edebilir veya reddedebilir. Mahkeme yabancı ilamın tenfizini engellemek için ihtiyati tedbir kararı veremez.
YABANCI MAHKEME KARARLARINI TENFİZNİN ŞARTLARI NELERDİR?
- İlgili ülkenin Türkiye ile tenfizi mümkün kılan bir kanun veya fiili uygulama bulunmalı(mütekabiliyet) veya uluslararası bir anlaşmaya taraf olmalıdır. (Lahey konvansiyonu)
- İlam Türk mahkemelerinin yetki alanına girmeyen bir konuda olmamalı veya yetki alanına giren hüküm kamu düzenine aykırı olmamalıdır.
- İlgili ülke kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olmaması gerekir.
YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANIMA VE TENFİZİ İÇİN GEREKLİ BELGELER NELERDİR?
Yabancı mahkemelerin kararlarının tanıma ve tenfizi için gerekli belgeler;
- Yabancı mahkemece verilen kararın aslı (ıslak imzalı, mühürlü) veya onaylı örneği.
- Yabancı mahkemenin kararının kesinleşmiş olduğunu gösterir şerh veya belge (ıslak imzalı, mühürlü).
- Yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararın Türkçeye yeminli tercüman tarafından tercüme edilmiş ve bu tercümenin Noter veya Konsolosluktan onaylatılmış hali.
- Apostil şerhi.
- Pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopisi..
TANIMA VE TENFİZ ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Tanıma için mütekabiliyet şartı aranmaz. Bir diğer fark tenfiz icrai nitelikte iken, tanıma icrai nitelikte değildir. Örneğin yabancı bir mahkemenin boşanma kararı gibi icrai yönü olmayan bir ilam Türk mahkemesince geçerli kılınması tanıma olarak nitelendirilir. Ancak para alacağına dair kararın yerine getirilebilmesi için Türkiye’deki icra müdürlüklerince işlemler yapılması gerekeceğinden tenfiz davası açılır.
Taraf, tenfiz edilebilir bir kararın tanınmasını da talep edebilir. Ancak, böyle bir durumda taraf bu kararı icra edemez. Tanınan karar kesin delil ve karar olarak kullanılabilir.
Kural olarak tanıma ve tenfiz açılacak ayrı bir dava ile gerçekleştirilebilir. Bu davalar sonucu tanıma veya tenfiz kararı verilmesiyle birlikte yabancı mahkeme kararı Türkiye’de hüküm kazanır.
YABANCI MAHKEME KARARININ KESİNLEŞMİŞ BAŞKA BİR KARARLA ÇELİŞMESİ HALİNDE NE OLACAKTIR?
Yabancı mahkeme kararının başka bir kesinleşmiş kararla çelişmesi halinde, yabancı kararın Türk mahkemesi tarafından tenfiz edilemeyeceği yönünde doktrinde bir görüş bulunmaktadır. Çelişen kararlarla ilgili olarak, yabancı kararın tarafları ve konusu, kesin ve nihai kararda yer alanlarla aynı olmalıdır. Kesin ve nihai karar ya Türk mahkemesinin kararı ya da Türk mahkemesi tarafından tanınmış veya tenfiz edilmiş başka bir yabancı karar olabilir.
YABANCI MAHKEME KARARI GEREKÇESİZ VEYA TÜRK KAMU DÜZENİNE AYKIRI İSE NE OLUR?
Yargıtay, 10 Şubat 2012 tarihli ve 2010/1 E, 2012/1 K sayılı içtihadı birleştirme kararında, yabancı ilamın gerekçesiz olmasının Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil etmediği ve bu nedenle yabancı ilamın tenfizine engel teşkil etmeyeceği belirtmiştir.
MAHKEME YABANCI MAHKEME KARARINI KISMEN TENFİZ EDEBİLİR Mİ VEYA TAZMİNAT KARARINI DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?
Mahkeme, MÖHUK’un 56. maddesi uyarınca yabancı mahkeme kararının kısmen veya tamamen tenfizine karar verebilir. Hukuk mahkemelerinin davacının talebine bağlı olması’ genel ilkesine göre, Türk hukukunda, davacının hükmün sadece bir kısmının tenfizini talep etmesi halinde, söz konusu kısım mahkeme tarafından tenfiz edilecektir. Ancak mahkeme, Türk kamu düzenini ihlal etmediği sürece tazminat kararını değiştiremez veya sınırlayamaz. Gerçek zararı aşan maddi zararlar Türk kamu düzeni ile bağdaşmaz kabul edilmektedir.
YABANCI MAHKEME KARARININ TANINMASI VEYA TENFİZİNE İLİŞKİN TEMYİZ YOLUNA BAŞVURULABİLİR Mİ?
MÖHUK’un 57. maddesi uyarınca, yabancı bir mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin mahkeme kararları temyiz edilebilir.
Türk mahkemesinin tanıma veya tenfiz üzerinde gerekçeli kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde bölge adliye mahkemesi nezdinde temyiz edilebilir. Taraflar ayrıca bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararı, bölge adliye mahkemesi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz etme hakkına sahiptir.
Temyiz süreci, Türk mahkemesinin yabancı ilamın tenfizine ilişkin kararının uygulanmasını engeller. Yabancı ilamın tenfizine ilişkin kararı kesinleşmeden yabancı ilam infaz edilemez.
TANIMA VE TENFİZ DAVASINDA HANGİ MAHKEME YETKİLİDİR?
Yetkili mahkeme kendisine karşı tenfiz istenen kişinin yerleşim yeri mahkemesi, yoksa sakini olduğu yer mahkemesi, öyle bir yer yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden biridir.
TANIMA VE TENFİZ DAVASINDA HANGİ MAHKEME GÖREVLİDİR?
Görevli mahkeme, Türk hukuku genel yetkili mahkemesi olan asliye hukuk mahkemeleridir.
TANIMA VE TENFİZ DAVASINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ KAÇ YILDIR?
Türk hukukunda tanıma ve tenfiz davaları için zamanaşımı süresi düzenlenmemiştir. MÖHUK madde 8’de yabancılık unsuru taşıyan hukuki işlem ve ilişkilerde zamanaşımını düzenlemektedir. Bu maddeye göre zamanaşımı, hukuki işlem veya ilişkiye uygulanacak hukuka tabidir. Ancak bazı Yargıtay kararlarında zamanaşımı sürelerinin kamu düzenine ilişkin olmadığını ve bu konuda yabancı hukuk hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca yine bazı Yargıtay içtihatlarına göre de, yabancı bir kararın tanınması ancak henüz tenfiz edilmemesi durumunda, Türk hukukunda bu kararın esasına (konusuna) özgü uygulanacak zamanaşımı süreleri uygulanır.
YARGITAY KARARLARI Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/20654E. 2018/10592K.
“..Bu durumda, yabancı mahkemelerce verilen nafakaya ilişkin ilamların Ülkemizde icra edilebilmesi için Türk mahkemelerince verilecek bir kararla tanınması ve tenfizi ulusal ve uluslararası mevzuata göre zorunlu bulunduğundan; mahkemece, işin esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken; belirtilen uluslararası sözleşme hükümlerine göre nafakaya ilişkin yabancı mahkeme ilamını Türkiye’de doğrudan icra ettirebilme imkanı bulunan davacının tanıma ve lenfiz talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…”
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu 2010/1E. 20112/1K.
“Tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakiminin ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi de söz konusu olamaz. İlamda bir gerekçenin bulunması veya bulunmaması ilamda yer alan hükmün kamu düzenine aykırılığını belirlemede önem taşımamaktadır. Anayasanın 141. maddesinin yargılama usulüne ilişkin olarak koyduğu ilkelerin, münhasıran Türk mahkemeleri için geçerli olacağı açık ve tartışmasızdır. Yabancı mahkeme ilamının hüküm fıkrasının uygulanmasıyla, kamu düzenine aykırı sonuçları doğuracak yabancı mahkeme kararlarının tenfizi olanaklı değildir. Yabancı mahkeme kararlarının salt gerekçesinin bulunmamasının kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tenfizine engel olmayacağı ve bu hususun 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54/c maddesi anlamında kamu düzenine açıkça aykırılık sayılmayacağına karar verilmiştir.” Eylül 2023 – KAYA PARTNER HUKUK
Av. Abdul Vahit KAYA & Av. Meral Melis ERCAN & Stj. Av. Boran Utku ÖZER