TÜRK HUKUKUNDA TIBBİ MALPRAKTİS VE HUKUKİ SONUÇLARI

Anasayfa » TÜRK HUKUKUNDA TIBBİ MALPRAKTİS VE HUKUKİ SONUÇLARI

TÜRK HUKUKUNDA TIBBİ MALPRAKTİS VE HUKUKİ SONUÇLARI

  • Tıbbi malpraktis veya tıbbi hata nedir?

Türk hukuku kapsamında değerlendirdiğimizde; Tıbbi malpraktis veya tıbbi hata, hekim ve diğer sağlık personelinin, teşhis, tedavi, organizasyon yükümlülüğü gibi tıbbi uygulama süreçlerinin herhangi birinde tıbbi standartlara çeşitli şekillerde aykırılık oluşması halinde hastanın zarara uğraması halidir.

 

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları 13. maddesi uyarınca malpraktis kavramı: “bilgisizlik, tecrübesizlik ya da hekimin hatasından dolayı hastanın zarar görmesi” şeklinde tanımlanmıştır.

Tıbbi malpraktise sebep olan kişi,  sağlık personeli,  doktor olabileceği gibi diş hekimi, hemşire, ebe, acil tıp teknisyeni ve diğer sağlık personelleri olabilir.

  • Tıbbi malpraktis hangi şekillerde ortaya çıkabilir?

Yanlış Teşhis Halinde Sorumluluk

Tıbbi malpraktise sebebiyet veren hekim hatası çoğunlukla hastalığın teşhisinin yanlış konulması şeklinde gerçekleşir.

Bu durumda yanlış teşhis nedeniyle doktor hatası gerekçe gösterilerek doktor hakkında suç duyurusunda bulunulması ve tazminat davası açılması söz konusu olmaktadır.

 

Yanlış Tedavi Halinde Sorumluluk

Bu halde ise hekimin yanlış tedavi uygulamış veya doğru tedaviyi yanlış biçimde uygulamış olma durumu söz konusudur. Yanlış teşhis ile aynı şekilde suç duyurusu ve tazminat davası açılarak hukuki süreç işleyecektir.

Yanlış Estetik Operasyon ve Diş Tedavisi Gibi Hallerde Tazminat Sorumluluğu

Estetik operasyon, diş tedavisi işlemlerinin estetik amaçla ve tedavi kapsamında yapılan işlemlere göre sorumluluk kapsamları değişiklik gösterecektir.

Estetik amaçlı yapılan tıbbi müdahalelerde artık hekim ile hasta arasında vekalet ilişkisi olmaktan çıkıp eser sözleşmesi ilişkisine evrileceği için burada hekimin ortaya çıkacak sonucu da taahhüt etmiş olması söz konusu olacaktır. Dolayısıyla hekim, diğer sorumluluklarda olduğu gibi özen yükümlülüğünün yanında ayrıca ortaya çıkan sonucu da taahhüt edip gerçekleştirmelidir. Aksi takdirde diğer hallerde olduğu şekilde hekimin hukuki sorumluluğuna gidilecektir.

  • Hekim Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran Hal: Komplikasyon

Hekim veya sağlık çalışanının hukuka uygun şartlar altında, özen yükümlülüğü ve hastayı uygulama ve sonuçları konusunda bilgilendirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olmasına karşın yapılan tıbbi işlemlerde istenmeyen sonuçların ortaya çıkması haline tıbbi komplikasyon denir. Komplikasyon ile malpraktis arasındaki fark, istenmeyen sonucun ilgili sağlık çalışanının görev ve sorumluluğu dahilinde yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği hususuyla ilgilidir.

Ortaya çıkan sonucun tıbbi hata mı yoksa komplikasyon mu olduğu ayrımı mahkemelerce atanacak uzman bilirkişilerce veya Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanacak rapor sonucu belirlenmiş olacaktır.

  • Doktorun Özen Yükümlülüğü

Sağlık çalışanı faaliyetini icra ederken normalde bir hekimden beklenen özen yükümlülüğü önleyici hekimlik faaliyetlerinden, tanı, tedavi aşamaları ve hastanın tedavi sonrası kontrolüne kadar devam etmek ile sorumludur. Bu süreçte hastanın iyileşmesi için doğru tanı ve tedavi yöntemi ile hekimlik görevini ifa etmelidir. Tüm ihtimalleri değerlendirerek gerekli ve kendinden beklenecek tedbirleri alarak gerekli tüm özen yükümlülüğüne uygun davranışlar sergilemelidir.

  • Hukuki Sorumluluk Boyutu

Sağlık çalışanının veya doktorun hatası ile ortaya çıkan istenmeyen sonuç Türk Borçlar Kanunu kapsamında haksız fiil, vekaletsiz iş görme, vekalet sözleşmesi ve eser sözleşmesi hükümleri uyarınca aşağıda sayılacak olan maddi – manevi tazminat kalemlerinin talep edilmesi mümkündür.

  • Davanın Açılacağı Mahkeme ve Taraf

Malpraktis niteliğindeki  tıbbi uygulamanın gerçekleştirildiği kurumun özel hastane veya üniversite hastanesi olması halinde hastaneye ve hatalı uygulamayı yapan doktora karşı adli yargıda tüketici mahkemelerinde dava açılır.

Tıbbi uygulamayı gerçekleştiren şayet devlet hastanesi, vakıf hastanesi olduğu takdirde doğrudan doktora değil idareye karşı idare mahkemesinde dava açılması gerekecektir. Ayrıca kamu hastanelerinde oluşan malpraktis sonucu dava eğer hekimlik dışı kusurlu bir davranışı yoksa dava hekime değil idareye karşı açılmalıdır.

Ayrıca ifade etmek gerekir ki kamu ve vakıf harici hastaneler ve kliniklerin doktor ile birlikte müşterek ve müteselsil olarak sorumlulukları vardır.

  • Tıbbi Malpraktis Kapsamında Maddi – Manevi Tazminat Boyutu

Tıbbi müdahalenin özensiz, ilgisiz ve bilgisiz tatbiki sonucu istenmeyen sonuçların ortaya çıkması halinde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulabilir. Bu talebi zarar gören hastanın bizzat kendisi yapabileceği gibi hastanın desteğinden yoksun kalanlar veya hastanın zararından manevi olarak olumsuz etkilenen yakınları talep edebilirler.

 

Talep Edilebilecek Maddi – Manevi  Tazminat Türleri:

  1. Kazanç kaybı ve tedavi giderleri
  2. Ekonomik geleceğin sarsılması sebebiyle oluşan kayıplar
  3. Ağır yaralanma, uzuv kaybı, ağır hastalık, depresyon, bunalım, gibi sebepler dolayısıyla oluşacak psikolojik hasarlar için manevi tazminat
  4. Çalışma gücü azalmışsa iş gücü kaybı oranına göre belirlenecek tazminat

Hastanın Ölümü sonucu ortaya çıkması halinde ek olarak;

  1. Cenaze giderleri
  2. Ölenin desteğinden yoksun kalanlar için destekten yoksun kalma tazminatı
  3. Ölenin yakınlarınca istenecek olan manevi tazminattan ibarettir

           Tıbbi Malpraktiste Zamanaşımı Hususu

Doktor hatası, sağlık personeli hatası, tıbbi hata, hatalı tanı, yanlış ameliyat gibi durumlarda zamanaşımı hususu ise yine iki şekilde değerlendirilmektedir.

Tıbbi hata (sağlık personelinin hatası)  ile oluşan istenmeyen sonuç kamu hastanelerindeki tıbbi uygulamalar dolayısıyla ortaya çıkmış ise istenmeyen sonucun öğrenilmesiyle birlikte 1 yıl içerisinde idare mahkemesinde tam yargı davası olarak açılması gerekir.

Şayet özel hastaneler ve üniversite hastanelerindeki uygulamalar sonucu oluşan istenmeyen sonuçlarda zamanaşımı ise malpraktisin öğrenilmesiyle birlikte 5 yıl içerisinde adli yargıda tüketici mahkemesinde dava açılması gerekecektir.

Unutulmaması gereken noktalardan biri de sağlık çalışanları tarafından gerçekleştirilmiş tıbbi uygulamalar ile ortaya çıkan istenmeyen sonucun yani malpraktisin arasında bir illiyet bağının varlığı gerekmektedir. Şayet hastada oluşan istenmeyen sonuçlar doktorun veya sağlık çalışanının bilgisizlik, dikkatsizlik, özensizlik gibi mesleki yükümlülüğüne aykırı davranışları sonucu ortaya çıkmamış ise burada tıbbi malpraktis veya hekimin sorumluluğuna gidilmesi mümkün olmayacağı için bu tür hususlar ve diğer tüm detaylar için uzman danışmanlığı almak sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlayacaktır.

 

Av. A.Vahit KAYA & Av. Behram ŞAHİN

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz: