TAZYİK HAPSİ NEDİR, DİĞER HAPİS CEZALARINDAN FARKLARI NELERDİR?
TAZYİK HAPSİ NEDİR, DİĞER HAPİS CEZALARINDAN FARKLARI NELERDİR?
Tazyik hapsi, bir kimsenin para borcundan dolayı değil bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan hukuki kurumdur. Borçlunun ödeme şartını (taahhüdü) ihlal etmesi, nafaka yükümlüsünün nafaka borcunu yerine getirmemesi, çocuk teslimi kararlarına aykırı davranılması ya da 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gereği verilen tedbir kararının gereklerine aykırı hareket edilmesi gibi durumlarda uygulanır. Tazyik hapsinin amacı kişinin yapmakla, vermekle ya da yapmamakla yükümlü olduğu şeyleri derhal yerine getirmesini amaçladığı yani kamu düzenine ilişkin bir değeri koruduğu için kişinin bu yükümlülüğü yerine getirmesi ile birlikte ortadan kalkar. Yine bu sebeple tazyik hapsi paraya çevrilebilen ya da ertelenebilen bir yaptırım değildir. Tazyik Hapsini TCK’da yer alan hapis cezalarından farkı da tam olarak budur, diğer hapis cezalarında TCK’da işlenen suçların ihlalinin cezalandırılması amaçlanır oysa tazyik hapsinde amaç “nafaka ihtiyacı olan kişilerin acil olarak nafakayı edinmesi, ihlal edilen taahhütten dolayı mağdur olan kişilerin mağduriyetinin giderilmesi, koruma tedbirini ihlal eden kişinin davranışlarının önlenerek korunan aile bireylerinin güvende olması” gibi daha acil durumları çözüme kavuşturmaktır. Tazyik hapsi verilebilecek durumlar ve ilgili kanun maddeleri aşağıdaki gibidir,
- İcra İflas Kanunu’nun “İcra Dairesince Teslim Edilen Taşınmaz veya Gemiye Tekrar Girenlerin Hakkında Ceza” başlıklı hükmü (madde 342)
- İcra İflas Kanunu’nun “30 Ve 31 İnci Maddeler Yani İlamların İcrasına Muhalefet Edenler Hakkında Ceza” başlıklı hükmü (madde 343)
- İcra İflas Kanunu’nun “Borçlunun Ödeme Şartını(Taahhüdü İhlal) İhlali Halinde Ceza” başlıklı hükmü (madde 340)
- İcra İflas Kanunu’nun “Aciz Vesikası Almış Bir Borçlunun Asgari Ücretin Üstünde Bir Geçim Sürmesi” konulu hükmü (madde 338/2.)
- İcra İflas Kanunu’nun “Çocuk teslimi emrine muhalefetin cezası” başlıklı hükmü (madde 341)
- 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un “Tedbir kararlarına aykırılık” başlıklı hükmü (madde 13)
- İcra İflas Kanunu’nun “Nafaka Borcunu Ödememek”(madde344.) olarak gösterilebilir.
Nafaka Borçları Sebebiyle Hükmedilen Tazyik Hapsi
Nafaka borçları korudukları hukuki değer itibarıyla diğer borç çeşitlerinden ayrıldıkları için ödenmedikleri takdirde belirli şartlar altında, derhal ödenmelerinin sağlanması için tazyik hapsi yaptırımı uygulanmaktadır. Burada korunan hukuki değer “aile ve maddi olarak yetersiz gelirse sahip yahut hiçbir geliri bulunmayan kişilerin refahıdır”. Şayet gelir gider dengesi gözetilmeksizin haksız olarak hükmedilmiş bir nafaka var ise nafakanın kaldırılması yahut azaltılması davası açılabileceği gibi, dava süresince verilen tedbir nafakasına karşı ara karardan rücu talebinde bulunulabilir.
Az evvel de saymış olduğumuz üzere nafaka borcu sebebiyle tazyik hapsi talebinde bulunulabilmesi için nafaka borcunun “birikmiş nafaka” olmaması gerekir. Zira Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 2010/4819 E. 2010/5766 K. Sayılı kararına göre “aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olduğundan, bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka borcunu ödememe suçunu oluşturmayacağından itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”
Ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir diğer kararına göre “birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olup ve bu alacağa ilişkin ödememenin İİK 344.maddesinde belirtilen suçu oluşturmayacağı, borçlu sanığın icra emrinin tebliğinden şikâyet tarihine kadarki sürede en az bir aylık cari nafaka alacağının bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi mümkün değildir…”(YAR CGK.18.03.1991 gün 1991/53 E 1991/79 K.)
Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kararına göre de “Sanığa icra emrinin tebliği tarihi ile şikâyet tarihi arasında işlemiş aylık cari nafaka alacağı bulunmadığı gibi takip konusu yapılan birikmiş nafaka alacağı da adi alacak niteliğinde olduğundan dolayı İİK 344.maddesinde yazılı olan suçun oluşmayacağı gözetilmeden karar verilmesi…” hukuka aykırı bulunmuştur. (YAR 8CD 01.05.2000 gün 2000/805 E. 2000/7618 K.)
Kısacası birikmiş nafaka borçları için borçlu olan kişiye karşı yalnızca alacak takibi yapılabilmektedir. Çünkü birikmiş nafaka borçları ilama dayalı ve borçlar kanunu kapsamına giren “adi alacağa” dönüşmüştür. Bu nedenle birikmiş nafaka alacağından dolayı tazyik hapsine hükmedilemez.
Peki, hangi şartlar altında nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası tazyik hapsi olur? İcra İflas Kanunu madde 344 uyarınca “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.” Bu minvalde tazyik hapsi talebinde bulunabilmek için son üç aya ilişkin nafaka borçlarından dolayı icra ceza mahkemelerine başvurularak tazyik hapsi talebinde bulunulabilir. Son üç ay dışındaki nafaka alacakları sebep gösterilerek başvurulan tazyik hapsi talepleri reddedilmekte ve borçlu sanığın beraatı ile sonuçlanmaktadır.
DİSİPLİN HAPSİ NEDİR?
Disiplin hapsi, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini zorlamak için değil, kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan bir fiilin işlenmesi dolayısıyla uygulanan yaptırımdır. Disiplin hapsi verilebilecek hallere örnek olarak;
- İcra İflas Kanunu’nun “Beyandan Sonra Mal Ve Kazançta Olan Tezayüdü Bildirmeyen Borçlunun Cezası” başlıklı 339. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Duruşma Düzeni” başlıklı 151. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Çekinmenin Kabul Edilmemesinin Sonucu” başlıklı 253. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tedbire Muhalefetin Cezası” başlıklı 398. maddesi
- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Tanıklıktan Ve Yeminden Sebepsiz Çekinme” başlıklı 60. maddesi
- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun“İstenen Eşyayı Vermeyenler Hakkında Yapılacak İşlem” başlıklı 124. maddesi gösterilebilir.
Disiplin ve Tazyik Hapsi Arasındaki Fark Nedir?
Disiplin hapsi ile tazyik hapsi arasındaki tek fark, tazyik hapsi bir yükümlülüğün yerine getirilmemesinden dolayı verildiği için bu yükümlülüğün yerine getirilmesiyle son bulmasına karşın; disiplin hapsi bir yükümlülüğün yerine getirilmemesinden dolayı değil, kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan bir fiilin işlenmesi dolayısıyla verilir. Bu nedenle o işin yapılması, ifa edilmesi disiplin hapsini sona erdirmez. Ancak icra iflas suçlarının ekonomik suç olmaları nedeniyle, yasa koyucu bu konuda yine de esnek davranmış ve borcun ödenmesini disiplin hapsinin düşmesi için yeterli saymıştır.
Ayrıca karar veren makam, disiplin hapsinde örneğin “on gün süreyle sanığın disiplin hapis cezası ile cezalandırılmasına” derken, tazyik hapsinde “üç aya kadar sanığın hapsen tazyikine” diyecektir. Her iki ceza verilirken de bu cezayı sona erdirecek nedenler kararda gösterilecektir.
Yükümlülük ifa edilince, hükümlü derhal salıverilir. Örneğin sanığın 3 ay süreyle hapis cezası ile cezalandırılmasına değil, 3 aya kadar hapsen tazyikine karar verilir ve hükümlü yükümlülüğünü ifa etmez ise bu sürenin tamamında cezaevinde kalır. Yani hapsen tazyiklerde de, şartla salıverilme hükümleri uygulanmaz.
Tazyik Hapsi ve Disiplin Hapsi Adli Sicil Kaydında Görülür mü (Sicile İşler mi)?
Her iki yaptırımda adli sicil kayıtlarına geçirilmemektedir. Yine ortak özellikleri; ön ödeme uygulanamaması, şartlı salıverilme hükümlerinin uygulanamaması, ertelenememesi, tekerrüre esas olamaması ve seçenek yaptırımlara çevrilememesidir.
Kesinleşen Tazyik Hapsi Kaldırılır mı? Disiplin Hapsi Nasıl Düşer?
İcra İflas Kanunu’na göre verilen tazyik hapisleri, hangi yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeniyle verilmiş ise o yükümlünün ifasıyla sona erer.
Disiplin hapsinde ise İcra İflas Kanununa göre verilen disiplin hapsi, ancak borcun ödenmesi durumunda düşer.
5358 sayılı kanunla değişik İcra İflas Kanunu’na göre disiplin hapsini gerektiren eylemler şunlardır:
- Mal beyanında bulunmamak (İİK 337.md.)
- Mal beyanından sonra kazanılan malları ve gelirindeki artışı bildirmemek
Av. Sergen Demirkoparan & Av. Çağla Çinili
Kaya Partner Hukuki Danışmanlık
Lawyers – Rechtsberatung
Istanbul – Turkey
www.kayapartner.com info@kayapartner.com