SUÇTAN KAYNAKLANAN MALVARLIĞI DEĞERLERİNİN AKLANMASI
1-GENEL AÇIKLAMA
“Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu” veya halk arasında bilinen adıyla “Kara Para Aklama Suçu” olarak tanımlanan kavram, suç teşkil eden bir fiil neticesinde elde edilen gelirlerin var olan değerlerini koruyarak yasal bir kazanç görünümünde dolaşıma sokulması olarak tanımlanabilir.
Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama suçu, “Öncül Suç” ve “ Suç Geliri” kavramlarını kapsayıp birlikte değerlendirilmesi gereken özel bir suçtur. Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama suçundan bahsedebilmek için birtakım unsurların bir arada olması gerekmektedir. Bu unsurlara baktığımızda;
- Öncelikle elde edilen malvarlığının suç teşkil eden bir fiil neticesinde elde edilmiş olması gerekmektedir. Yani öncül bir suçun varlığı ilk şart olarak karşımıza çıkmaktadır.
- İkinci olarak yukarıda bahsedilen öncül suç neticesinde bir gelir elde edilmiş olmalıdır.
- Son olarak öncül suç neticesinde elde edilen bir suç gelirinin değerini korumak suretiyle bu suç gelirine yasal bir görünüm kazandırılarak dolaşıma sokulması gerekmektedir. Bahsedilen bu üç unsurun bir araya gelmesi neticesinde kara para aklama suçu meydana gelmiş olacaktır.
Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama suçu, ilk olarak 4208 sayılı Kara Para Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’un 2/b maddesinde düzenlenmiştir. Daha sonra 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282. Maddesinde ”Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu” olarak yer almıştır.
2-KARA PARA AKLAMA SUÇUNUN UNSURLARI
TCK mad. 282/1 hükmü incelendiğinde Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu, kanunda sayılan seçimlik hareketlerden en az birinin işlenmesiyle ortaya çıkacaktır. Bu seçimlik hareketler TCK mad. 282/1 hükmünde ”Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tâbi tutmak…” olarak sayılmıştır.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 282. Maddesi gereğince seçimlik hareketlerden ilki öncül bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini yurtdışına çıkarma İşbu fiil öncül bir suç neticesinde elde edilen malvarlığı değerinin yurt dışına çıkarılması şeklinde işlenebilmektedir.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 282. Maddesi gereğince seçimlik hareketlerden ikincisi öncül bir suçtan elde edilmiş malvarlığı değerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek Burada ise öncül suç neticesinde elde edilen malvarlığı değerinin elde edildiği yasa dışı kaynağının gizlenmesi suretiyle kara para aklama suçu işlenmektedir.
- Son olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 282. Maddesi gereğince seçimlik hareketlerden üçüncüsü suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tâbi tutmak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöntemde ise öncül bir suç neticesinde elde edilen malvarlığı değerlerini çeşitli işlemlere tabi tutarak bu malvarlığı değerinin yasal yollarla elde edilmiş gibi bir izlenim yaratmak amaçlanmaktadır.
3-KARA PARA AKLAMA SUÇUNUN AŞAMALARI
Suç gelirlerinin aklanması için üç temel aşama vardır. İşbu aşamalar sırasıyla Yerleştirme, Ayrıştırma ve Bütünleştirme aşaması olarak adlandırılmıştır. Kanuni olarak kara para aklama suçunun meydana gelmesi için bahsedilen bu aşamalarının hepsinin gerçekleşmiş olması şartı bulunmamaktadır. Yani aşağıda detayları açıklanan bu aşamaların birinin bile gerçekleştirilmiş olması kara para aklama suçunun meydana gelmesi açısından yeterli olarak kabul edilmiştir.
- Yerleştirme Aşaması: Bu aşamanın asıl amacı yasa dışı yollarla elde edilen nakit paranın daha az görünür olan başka malvarlığı değerlerine çevrilmesi ya da yurt dışına çıkartılmasıdır. Örneğin yasa dışı yollarla elde edilen gelirin aklanması için araç alım-satımı yapılarak nakit paranın malvarlığına dönüşmesi gösterilebilir.
- Ayrıştırma Aşaması: Yasa dışı yollarla elde edilen nakit paranın yerleştirme aşamasıyla beraber nakit formundan başka bir malvarlığı değerine dönüşmesiyle ayrıştırma aşaması başlamaktadır. Ardından başka bir malvarlığı değerine dönüşen yasa dışı nakit paranın, birtakım işlemler yapılarak yasa dışı formdan uzaklaştırılıp tamamen yasal yollarla elde edilmiş gibi sisteme entegre edildikten sonra yasa dışı olan paranın izini kaybettirmek amaçlanmaktadır. Özellikle emlak, mücevher ve döviz piyasalarıyla, elde edilen yasa dışı paranın ayrıştırılması ve bu sayede paranın izinin kaybettirilmesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
- Bütünleştirme Aşaması: Bu aşamada, ayrıştırma aşamasıyla beraber yasa dışı yolla elde edilen nakit para ile suç gelirinin kopan bağlantısının yasal görünüme kavuşmasıyla ülkenin mali denetimlerinden geçebilecek bir bütünlük kazanması amaçlanmaktadır. Genel olarak havale ve benzeri işlemler yapma, yabancı finans kurumlarından kredi gibi yöntemlere başvurulur.
4-KARA PARA AKLAMA SUÇUNUN YÖNTEMLERİ
İşbu konunun asıl amacının yerine getirilmesi için birçok yöntem üretilmiştir. Tespit edilmiş birçok yöntem olsa da günümüzde hala tüm yöntemler saptanamamıştır. Sıkça başvurulan aklama yöntemlerinden bazıları aşağıdaki maddelerde sıralanmıştır.
- Fonların fiziken ülke dışına kaçırılması,
- Şirinler (smurfing) yöntemi,
- Parçalama (structuring) yöntemi,
- Vergi cennetleri (off-shore),
- Paravan (Kâğıt üstündeki) ya da hayali şirketler,
- Oto-finans borç yöntemi (Loan-back),
- Döviz Büroları,
- Kumarhane ve Gazinolar,
- Nakit para kullanılan işyerlerinin işletilmesi (Göstermelik şirketler),
- Sahte fatura (hayali ihracat),
- Alternatif havale sistemleri (hawala vs.),
- İnternet bankacılığı ve elektronik para,
5-KARA PARA AKLAMA SUÇUNUN CEZASI
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması suçu TCK mad. 282’de düzenlenmiştir. İşbu maddeye göre;
- Alt sınırı 6 ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK 282/1).
- Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.282/2).
- Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır (TCK m.282/3). Kamu görevlisi, memur, avukat, hakim, savcı, polis, milletvekili, müfettiş vb. atama, seçim veya yargısal görev yapan tüm kişileri ifade etmektedir (TCK m.6).
- Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır (TCK m.282/4).
- Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur (TCK m.282/5).
6-KARA PARA AKLAMA SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK
- Etkin pişmanlık, suç işleyen kişinin sonradan pişman olması ve işlediği suçun telafisi için kendi iradesiyle suçun doğurduğu olumsuzlukları gidermeye yönelik davranışlarının olmasıyla tanımlanır.
- TCK mad. 282/6 çerçevesinde etkin pişmanlık ”Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması suçu nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.” Şeklinde tanımlanarak etkin pişmanlık gösteren kişiler hakkında cezaya hükmolunmayacağı belirtilmiştir.
7-KARA PARA AKLAMA SUÇUNDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
- Kara para aklama suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkemeyse suçun işlendiği yer mahkemesidir.
8-MASAK NEDİR? GÖREV VE YETKİLERİ NELERDİR?
- MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), 19.11.1996 yılında yürürlüğe giren 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun ile kurulmuş olup, 17 Şubat 1997 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır.
- MASAK, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olup Görev ve Yetkileri 07.2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 231. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
MADDE 231 – (Değişik:RG-7/8/2019-30855-CK-43/17 md.)
(1) Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı doğrudan Bakana bağlı olup görev ve yetkileri şunlardır:
- a) Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla plan, program, politika, strateji hazırlama ve geliştirme süreçlerine katkıda bulunmak, kurum ve kuruluşlar arasında ulusal düzeyde risk değerlendirme çalışmaları da dâhil olmak üzere koordinasyonu sağlamak,
- b) Faaliyet alanıyla ilgili mevzuat çalışmaları yapmak,
- c) Suç gelirlerinin aklanmasının, terörizmin finansmanının ve ekonomik güvenliğe yönelik risklerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi kapsamında gelişmeleri izlemek, önlemler geliştirmek, analiz, araştırma ve inceleme yapmak,
ç) Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi kapsamında veri toplamak, şüpheli işlem bildirimlerini almak, analiz etmek ve bunları kaydetmek, istihbarat üretmek, gerekli görüldüğünde üretilen istihbarat ve analiz sonuçları hakkında ilgili birimleri bilgilendirmek,
- d) 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, ilgili mevzuat ve bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren hususlar ile ilgili olarak analiz, araştırma ve inceleme yapmak veya yaptırmak,
- e) Aklama veya terörizmin finansmanı suçunun işlendiğine dair ciddi şüphelerin mevcut olması durumunda konuyu ilgili Cumhuriyet savcılığına intikal ettirmek,
- f) Yapılan analiz, araştırma ve inceleme sonucunda aklama ve terörizmin finansmanı suçunun işlendiği hususunda olguların varlığının tespiti halinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemler yapılmak üzere Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunmak,
- g) Aklama ve terörizmin finansmanı suçlarına ilişkin olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından intikal ettirilen konuları analiz etmek ve incelemek,
- ğ) Analiz, araştırma ve inceleme sürecinde gerekli hallerde kolluk ve diğer birimlerden kendi görev alanlarında inceleme ve araştırma yapılması talebinde bulunmak,
- h) Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla istihbarat ve kolluk birimleri ile işbirliği yapmak ve bilgi alışverişinde bulunmak,
ı) Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi kapsamında risk kategorileri belirlemek ve gerekli hallerde yükümlüleri bilgilendirmek,
- i) 5549 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında yükümlülük denetimi yapmak veya yapılmasını sağlamak,
- j) Yabancı ülke kanunlarına göre yükümlülük denetimine yetkili mercilerin, merkezi yurtdışında bulunan yükümlülerinin Türkiye’deki birimleri nezdinde yükümlülük denetimi yapmasına ve bu kapsamdaki bilgi taleplerinin cevaplandırılmasına karşılıklılık ilkesi de dikkate alınarak izin vermek,
- k) Gerekli hallerde merkezi Türkiye’de bulunan yükümlülerin yurtdışındaki birimleri nezdinde yükümlülük denetimi yapmak ve bilgi talep etmek,
- l) Görev alanına giren konularda uluslararası ilişkileri yürütmek, yabancı ülkelerdeki muadil kurumlarla görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak, bu amaçla uluslararası anlaşma niteliğinde olmayan mutabakat muhtırası imzalamak,
- m) Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi istemek,
- n) Bilgi ve ihtisasına ihtiyaç duyulması halinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların Başkanlık bünyesinde geçici olarak görevlendirilmelerini talep etmek,
- o) Kamuoyu duyarlılığını ve desteğini artırmaya yönelik çalışmalar yapmak,
ö) Bakan tarafından verilen diğer görevleri yapmak.
(2) Başkanlıkça birinci fıkranın (ğ) bendine göre kendisinden talepte bulunulan birim, bu talebin gereğini ivedi olarak yerine getirmek zorundadır.
(3) Başkanlık, görev alanına giren konuların araştırılması ve incelenmesini hazine ve maliye uzmanları ve uzman yardımcılarının yanı sıra denetim elemanları vasıtasıyla da yerine getirir. Görevlendirilecek denetim elemanları Başkanın talebi üzerine ilgili birim amirinin teklifi ve bağlı veya ilgili bulundukları Bakanın onayı ile belirlenir.
(4) Görevlendirilecek hazine ve maliye uzmanları ve uzman yardımcıları ile denetim elemanları görevlendirme konusuna giren hususlarda bilgi ve belge istemeye, araştırma ve inceleme yapmaya, uygulamayı takip ve denetlemeye, bu maksatla her türlü evrakın tetkikine yetkili olup ayrıca kanunların kendilerine verdiği yetkileri de kullanırlar.
(5) Başkanlığın görev alanına giren konularda uluslararası bilgi değişimini teminen, yabancı ülkelerdeki muadil kurumlarla uluslararası anlaşma niteliğinde olmayan mutabakat muhtıraları imzalamaya ve imzalanan mutabakat muhtıralarını değiştirmeye Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanı yetkilidir. İmzalanacak mutabakat muhtıraları ve değişiklikleri Cumhurbaşkanı kararıyla yürürlüğe girer.
(6) Başkanlığın görev alanıyla ilgili Bakanın onayıyla gerekli görülen illerde temsilcilikler kurulabilir.
Av. Abdulvahit KAYA & Av. Oğulcan AKMİL & Av. Şevder DİK