MİRASIN REDDİ (REDD-İ MİRAS)
MİRASIN REDDİ (REDD-İ MİRAS)
Mirasın reddi mirasçıya, mirasçılık sıfatını kabul etmeme olanağı sağlayan bir hukuki müessesedir. Yani mirasçıların tereke üzerindeki aktif ve pasiflerin (borç) tamamının tasarrufundan vazgeçmeleridir. Ret, iki durumdan kaynaklanmaktadır. Bunlardan birincisi mirasçının iradesinden kaynaklanan gerçek ret, ikincisi ise kanunen getirilen karineden kaynaklı olan örtülü yani hükmi reddir.
Biz bu çalışmamızda mirasın reddi müessesesini genel hatlarıyla değerlendirdik.
- MİRASIN REDDİ NE ŞEKİLDE YAPILABİLİR?
Ret için mirasçının bir irade açıklaması yapması gerekmektedir. Bu bir bozucu yenilik doğuran irade beyanı olup, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ret beyanında herhangi bir gerekçe gösterilmesine gerek yoktur. Yazılı veya sözlü olarak miras bırakanın son yerleşim yeri sulh mahkemesine yapılır. Burada önemli olan beyandan reddin açık olarak anlaşılmasıdır. Yapılan beyan sulh mahkemesi tarafından bir tutanakla tespit edilir ve mahkemedeki özel kütüğe kaydedilir. Reddeden mirasçı istediği takdirde kendisine reddi gösteren belge verilir.
- MİRASIN REDDİNE KİMLER BAŞVURABİLİR?
Mirasın reddi beyanında bulunabilecek mirasçılar yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılardır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, ret beyanında bulunan mirasçının fiil ehliyetine sahip olması gerektiğidir. Ret beyanında bulunma, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmadığından istenirse temsilci ile kullanılabilir. Ancak vekilin özel yetkiye sahip olması gerekmektedir.
Tam ehliyetsizlik halinde ise ret beyanını yasal temsilci yapar. Ancak tam ehliyetsiz vesayet altındaysa, vasinin beyanına sulh ve asliye mahkemelerinin izninin eklenmesi gerekir. (TMK md. 463)
Karı koca arasında mal ortaklığı rejimi varsa eşlerden hiç biri ortaklığa girebilecek olan bir mirası diğerinin rızası olmadan reddedemez. Karşı tarafın haklı bir sebep olmaksızın rıza göstermemesi halinde ya da rızasının alınması mümkün değil ise, rıza için sulh mahkemesinde dava açılabilir. (TMK md. 265)
- MİRASIN REDDİNE KİMLER BAŞVURAMAZ?
Aşağıdaki mirasçılar mirası reddedemez:
- Ret süresi sona ermeden “mirasçı” sıfatıyla tereke işlemlerinde bulunmuş ise
- Terekenin olağan yönetimi niteliğinde sayılmayan işlemler yapmış ise
- Miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapmış ise
- Tereke mallarını gizlemiş veya kendine mal etmiş ise mirası reddedemez.
- MİRASIN REDDİ İÇİN SÜRE NE KADARDIR?
Terekeyi korumak ve terekeye yönelik hak iddialarını sebepsiz bırakmamak sebebiyle mirasın reddi müessesi kanunda hak düşürücü 3 aylık bir süreye tabi kılınmıştır. Söz konusu süre hak düşürücü süre olduğundan durması veya kesilmesi söz konusu olamaz. Ret süresinin başlangıcı, yasal mirasçılar için ölüm ve kendi mirasçılığını öğrendiği andır. Daha açık ifade etmek gerekir ise, yasal mirasçılar için kural olarak süre miras bırakanın ölümü ile işlemeye başlayacaktır. Ancak, yasal mirasçı kendisinin mirasçı olduğunu miras bırakanın ölüm tarihinden daha sonraki bir zamanda öğrenmiş ise süre ölümle değil, bu öğrenme ile başlar.
Vasiyetname ile atanmış mirasçı için süre Türk Medeni Kanunun 597. Maddesine göre lehine olan tasarrufun kendisine resmen bildirilmesiyle başlar. Ancak bu bildirim için de ölüme bağlı tasarrufun yani vasiyetnamenin açılması gerekmektedir. Kanun’da miras sözleşmesi ile atanan mirasçı için bu sürenin ne zaman başlayacağı hususunda hüküm bulunmamaktadır. Ancak öğretideki baskın görüşe göre miras sözleşmesi ile atanan mirasçı için süre miras bırakanın ölümü ile başlayacaktır. Bu süre geçtiği ve mirasın reddi beyanında bulunulmadığı takdirde, tereke tüm aktif ve pasifleriyle mirasçılara küllen intikal edecektir. Süresi içinde reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kabul etmiş sayılır. Susma burada olumlu bir irade açıklaması anlamına gelecektir.
- REDDİ MİRAS BEYANI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
Kural olarak miras reddedildikten sonra bundan dönmek mümkün değildir. Ancak Borçlar kanunu m. 23 vd. çerçevesinde yanılma, aldatma, korkutma sonucu mirasçının ret beyanında bulunması halinde yapılan ret işlemi için iptal talebinde bulunulabilir. Mirasçı ret beyanının iptalini dava yolu ile ileri sürecektir.
- MİRASIN REDDİNİN SONUÇLARI NELERDİR?
- Yasal Mirasçıların Mirası Reddetmesinin Sonuçları
Türk Medeni Kanunu’nun 611. Maddesine göre ret, mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak miras bırakanın ölümü anından itibaren sona erdirir. Miras, mirası reddetmiş olan mirasçı sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaşılır. Mirası reddedenin altsoyu varsa miras payı onlara geçer, yoksa bu durumda onunla aynı zümrede mirasçı olanların miras payı artar.
En yakın yasal mirasçıların tümüm mirası reddederse tereke MK. mad. 612/l’e göre sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Miras mirası reddedenin yerini alan mirasçılara geçmez. Mirasın altsoyun tamamı tarafından reddi halinde MK 613’e göre altsoyun miras payının tümü eşe geçer ve eş tek başına mirasçı olur. Altsoyun tamamı mirası reddedince miras ikinci zümreye geçmez ve eş tek başına mirasçı olur. Bir de kanunda sonra gelen mirasçı lehine mirasın reddini düzenlenmiştir. Buna göre mirası reddeden mirasçı kendisinden sonra gelen mirasçı ya da mirasçıların, kabul ya da ret için davet edilmeleri şartıyla mirası reddeder. Bu daveti miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh mahkemesi yapar. Mahkeme alt derecedeki mirasçıyı bir ay içinde karar vermeye davet eder. Bu süreyi susarak geçirme ret olarak kabul edilir.(TMK 614/ll)
- Atanmış Mirasçıların Mirası Reddinin Sonuçları
Atanmış mirasçıların mirası reddetmeleri halinde aksine bir düzenleme yoksa reddedilen miras kesiminden sadece yasal mirasçılar yararlanır (TMK m 611/ll).
- MİRASIN REDDİNDE ALACAKLI HAKLARI NASIL KORUNUR?
Aktifi borçları kapatmaya yetmeyecek bir terekeyi reddeden mirasçı eğer ölümden önceki 5 yıl içinde denkleştirmeye tabi bir kazandırma almış ise bu miktardan, tereke alacaklılarına karşı paylaşmada geri vermekle yükümlü olduğu değerle sorumlu olacaktır. (TMK 618/I) Ancak bunun istisnası olağan eğitim ve öğretim giderleri ile adet üzere verilen çeyizdir.
Ayrıca borçtan sorumlu olan mirası reddeden mirasçının sorumlu olacağı miktar yönünden kanunda bir sınırlama mevcuttur. Buna göre, kötü niyetli mirasçı geri vermek zorunda olduğu kazandırmanın tam değeri ile sorumlu olur iken, iyi niyetli mirasçı sadece sebepsiz zenginleşmeye göre sorumlu olacaktır.
Haziran 2020, Kadıköy
Av. Abdulvahit KAYA & Av. Dilay REŞİTOĞLU
Kaya & Partner Hukuki Danışmanlık
Lawyers – Rechtsberatung
Istanbul / Turkey
www.kayapartner.com info@kayapartner.com