Koronavirus Pandemisi Sebebiyle Alınan Tedbirlerin Çek İbraz Sürelerine etkisi
KORONAVİRÜS PANDEMİSİ SEBEBİYLE ALINAN TEDBİRLERİN ÇEK İBRAZ SÜRELERİNE ETKİSİNİN 7226 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 1. MADDESİ KAPSAMINDA VE BANKALAR TARAFINDAN YAPILAN UYGULAMALAR IŞIĞINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
Koronavirüs (COVID – 19) salgını, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 12/03/2020 tarihinde “tüm dünyayı etkileyen salgın hastalık” yani “pandemi” ilan edilmiştir. Bu hususta hukuki ve idari önlemler almıştır ve alınmaya devam etmektedir. Bu yazımızda pandemi sebebiyle 7226 sayılı kanuna getirilen ek geçici maddelerinin çekte ibraz sürelerine etkisi üzerine değerlendirmelerimiz yer almaktadır.
A – ÇEK HAKKINDAKİ DÜZENLEMELERE TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN KISA BİR BAKIŞ
Türk Ticaret Kanunu (bundan böyle kısaca TTK olarak anılacaktır) çekte ibraz süresini düzenleyen 796. maddesi 1. fıkrasındaki “bir çek düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içeresinde muhataba ibraz edilmelidir.” hükmüyle ve TTK m. 796/II’deki “Ödeneceği ülkeden başka bir ülkede düzenlenen çek, düzenlenme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.” hükmüyle çek için on gün, bir ay ve üç aylık ibraz süreleri öngörmüştür.
Çek açısından çekin ibrazına yönelik düzenlemelerle beraber yine mücbir sebeplere ilişkin olarak 811. maddesinde,
IV – Mücbir sebepler
Kanunen belirli olan süreler içinde çekin ibrazı veya protesto edilmesi veya buna denk bir belirlemenin yapılması, bir devletin mevzuatı veya herhangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkânsız bir engel nedeniyle gerçekleştirilememişse, bu işlemler için belirli olan süreler uzar.
- Hamil, mücbir sebebi gecikmeksizin kendi cirantasına ihbar etmeye ve bu ihbarı çeke veya alonja kaydedip, bunun altına, yerini ve tarihini yazarak imzalamakla zorunludur. 723 üncü madde hükümleri burada da uygulanır.
- Mücbir sebebin ortadan kalkmasından sonra hamil, çeki gecikmeksizin ödeme amacıyla ibraz etmek ve gereğinde protesto veya buna eş değerde bir belirlemeyi yaptırmak zorundadır.
- Mücbir sebep, ibraz süresinin bitiminden önce olmak şartıyla, hamilin bu sebebi kendinden önce gelen borçluya ihbar ettiği günden itibaren onbeş günden fazla devam ederse, çekin ibrazına ve protesto çekilmesine veya buna eş değerde bir belirlemeye gerek kalmaksızın başvurma hakkı kullanılabilir.
- Hamilin veya çeki ibraz etmekle, protesto çekmekle ya da aynı nitelikte bir belirlemeyi yaptırmakla görevlendirdiği kişinin, sadece kendileriyle ilgili olgular mücbir sebep sayılmaz. düzenleme yer almaktadır.
Yukarıdaki düzenlemeleri açıklayacak olursak Türk Ticaret Kanunu 811. maddesinin 1. Fıkrası açısından 21.01.2020 tarihli genelge ile sokağa çıkma yasağına tabi olan hamiller yönünden mücbir sebep gerçekleşmektedir. Bu halde çek ibraz süreleri uzayacaktır. Mücbir sebebin gerçekleşmesi üzerine hamil, mücbir sebebi gecikmeksizin kendi cirantasına ihbar etmeye ve bu ihbarı çeke veya alonja kaydedip, bunun altına yerini ve tarihini yazarak imzalamak zorundadır.
TTK’nun 811. maddesinin 2. fıkrasında ihbarın ne şekilde yapılacağı ve atıf yapılan 723. maddenin 5. fıkrası hükmü uyarınca noter kanalı ile yapılması gerektiği, TTK 811. maddenin 3. fıkrasında düzenlenen mücbir sebebin ortadan kalkması ile birlikte hamilin gecikmeksizin çeki ödeme amacıyla ibraz etmesi gerektiği ve gerektiğinde protesto ya da buna eşdeğer belirlemeyi yapmak zorunda olduğu, TTK 811. maddenin 4. fıkrasında mücbir sebep, ibraz süresinin bitiminden önce gerçekleşmek şartıyla, hamilin bu sebebi kendinden önce gelen borçluya ihbar ettiği günden itibaren on beş günden fazla devam ederse, çekin ibrazına ve protesto çekilmesine veya buna eş değerde bir belirlemeye gerek kalmaksızın başvurma hakkını kullanılabileceği düzenlenmiştir.
B – 7226 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 1. MADDESİNİN ÇEKTE İBRAZ SÜRELERİNE ETKİSİ ÜZERİNE GÖRÜŞLER
7226 sayılı kanunun geçici 1. Maddesini incelediğimizde ilk olarak “(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla” yapılmış aşağıdaki düzenlemeyi görüyoruz:
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibrazve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere** bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; … 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, … itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur**. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.”
Bununla beraber 29.04.2020 tarihinde yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen durma süresinin uzaltılmasına dair kararda, adliyelerdeki dava, icra, şikayet, itiraz, bildirim süreleriyle ilgili erteleme 15.06.2020’ye kadar uzatılmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7226 sayılı kanunun kendisine verdiği ‘Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır’ şeklindeki yetkiyi kullanarak, süreyi 15 Hazirana (45 gün) uzatmıştır.
Getirilen bu düzenlemenin çekte ibraz sürelerini de kapsadığı, ibraz sürelerini durdurduğu yönünde ve bu düzenleme ile çekte ibraz sürelerinin kapsama alındığı fakat alacaklı lehine getirilen bir düzenleme olduğu, bu sebeple çeklerin ibraz edilebileceği ve karşılığın bulunması halinde çek bedelinin ödenmesi, kısmen veya tamamen karşılığının bulunmaması halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari miktarı ödemesi, karşılıksız işleminin yapılması gibi ibraza bağlı tüm hukuki sonuçların doğacağı yönünde iki farklı görüş bulunmaktadır. Tarafımızca her iki görüşte göz önüne alınarak değerlendirme yapılacaktır.
b.1) İbraz Sürelerinin Durduğu Ve İbrazın Hukuki Geçerliliği Olmadığı Yönündeki Görüş
7226 sayılı kanun metninin geçici 1. maddesinde açıklandığı üzere madde “ibraz” ve özel hukuktaki “bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesi ile ilişkin tüm süreler” de durmaktadır. Bu sebeple çekte ibraz sürelerinin hükmün kapsamında olduğu, 13/03/2020 ve 15/06/2020 tarihleri arasında, bu tarihler de dahil olmak üzere, anılan sürelerin durduğu şeklinde değerlendirme yapabileceği görülecektir.
Bu görüşe göre belirtilen tarihlerde çekler bankaya ibraz edilebilir mi ?
Normal şartlar altında çekin ibraz süresinden önce ibraz edilmesi ve muhatap tarafından ödenmesi hali kanuna göre geçerliyken sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bu bedelin iadesi talebi mümkün değildir. Her ne kadar çekin görüldüğünde ödeneceği kanunla kararlaştırılmışsa da Çek Kanunu Geçici Madde 3/V kapsamında çekin görüldüğünde ödeneceği kuralı ileri düzenleme tarihli çekler bakımından 31.12.2020 tarihine kadar askıya alınmıştır. Şöyle ki, üzerinde ileri tarih yazılı olan çeklerin bu tarih gelmeden ibrazı durumunda Çek Kanunu Geçici 3. maddesi 31.12.2020 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.
Bu sebeplerle 7226 sayılı torba kanunun geçici 1. maddesini çek kanunu geçici 3. maddesi nezdinde değerlendirecek olursak 13.03.2020 ve 15.06.2020 tarihleri arasında sürenin durması ve işlememesi, ibrazın da mümkün olmaması anlamına gelecektir. Anlaşılacağı üzere sürelerin durduğu dönemde ibraz süresinden önce çekin muhataba ibrazı ile ödeme alınmaya çalışılmasının da mümkün olmayacağı sonucuna varılmaktadır. 13.03.2020 ve 15.06.2020 tarihleri arasında, bu tarihler de dahil olmak üzere, çek hamilleri çekleri bankaya ibraz edemeyecekler, ibraz etseler bile bankalar karşılığını ödeyemeyecek yahut karşılık bulunmuyorsa karşılıksızdır işlemi yapamayacak, ödenmesi zorunlu asgari tutarın (2.225.-TL) (ÇekK m. 3/III) ödemesini gerçekleştiremeyeceklerdir. Yine kıymetli evrak hukukunun ibraz için öngördüğü sonuçlardan ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerini doğurması (TTK m. 793/I), düzenleyenin çekten cayması (TTK m. 799), hamilin başvuru hakkının doğması (TTK m. 808 vd.) gibi hususlar gerçekleşmeyecektir. Yine buna 13.03.2020 itibarıyla bitimine on beş ve daha az kalmış olan çek ibraz süreleri, 15.06.2020 tarihinden itibaren 15 gün uzamış sayılacak, 01.07.2020 tarihinde, mesai bitiminde sona erecektir. [i]
b.2) İbraz Sürelerinin Devam Edeceği Ve Çeklerin İbraz Edilebileceği Yönündeki Görüş
Hukuken ibraz sürelerinin durduğu kabul edilmekle birlikte bu güne kadar süren uygulamada bankaların kendilerine ibraz edilen çekleri, çekle işleyen hesaplarda karşılığın bulunması halinde ödediği, çeklerin takas odasına ibraz edildiği ve Takasbank Çek Takas sisteminde de işlemlere normal bir şekilde devam edildiği görülmektedir.
Pandemi sebebiyle salgın dönemine yönelik olarak borçlu lehine yurt genelinde yürütülmekte olan (çeki karşılıksız çıkan düzenleyeni de kapsayacak şekilde) tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararı yayımlanmıştır. 7226 sayılı kanunun 24.03.2020 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek düzenleme suçunun ortaya çıkardığı hukuki ve cezai sonuçlarını (yeterli olmasa da) ortadan kaldırmaya yönelik olarak 7226 sayılı kanunun 48. maddesiyle 02/01/2009 tarihli ve 5834 sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanuna Geçici 2. madde, 49. maddesiyle de Çek Kanunu’na geçici 5. madde eklenmiştir.
Yine Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından, 27.03.2020 tarihinde yapılan duyuruda çek ödeme destek kredisi hizmetinin devreye sokulduğu ifade edilmiş ve bankaların bu hizmeti sunabilecekleri belirtilmiştir. Bunu takiben birçok bankanın da müşterilerine bu kapsamda hizmetleri sunmaya başladığı, dolayısıyla uygulamada geçici maddenin çeklere uygulanmadığı yönünde bir eğilim olduğu görülmektedir. TBB tarafından ortaya konulan bu yeni kredi sisteminde, çekle işleyen hesabında gerekli karşılık bulunmayan kişiler için Hazine destekli, Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti ile müşterilerin ticari işlemlerine dayalı olarak keşide ettikleri ve edecekleri çeklerinin ödenmesi ve ticari itibarlarının korunması amacıyla, bankalar tarafından “Çek Ödeme Destek Kredisi” ile bu ödemelerin gerçekleştirilebileceği (benzer duyuru Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) tarafından 30.03.2020 tarihinde yapılmış ve katılım bankalarının da aynı şartlarda çek ödemelerinde destek kredisi verilebileceği açıklanmıştır) belirtilmiştir. Sonuç olarak bankacılık uygulamasında, geçici 1. maddenin çeke ilişkin süreleri kapsamadığı şeklinde yorumlandığı sonucuna varılmaktadır.
Kıymetli Evrak Hukuku’nun ticari ilişkilerde kendine has yapısı göz önüne alındığında TTK ve Çek Kanunu’nun çekin ibrazına ilişkin getirdiği düzenlemelerin özel hüküm niteliğinde olduğu; Çek Kanunu geçici madde 3/5 karşısında sürelerin durduğu zaman aralığında yapılacak çek ibrazlarının geçersiz olduğu sonucuna varılacağından, 7226 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin uygulanmasının öngörülme amacının tam tersi şekilde hak kayıplarına sebep olacağı; bu açıdan çeklerle ilgili bir açıklık taşımayan 7226 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin geçici süre de olsa bu hükümleri ilga etmediği, dolayısıyla ibraz süresi rejimini değiştirmediği de söylenebilir. Bu görüşe göre bankaların uygulamadaki işlem şekli göz önüne alınınca çekin 15/06/2020 tarihine kadar bankaya ibraz edilebileceği ve karşılığın bulunması halinde çek bedelinin ödenmesi, kısmen veya tamamen karşılığının bulunmaması halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari miktarı ödemesi, karşılıksız işleminin yapılması gibi ibraza bağlı tüm hukuki sonuçların doğacağı kabul edilmektedir.
Buna karşın, içinde bulunduğumuz dönemde 65 yaş ve üstü, bağışıklık sistemi düşük ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp – damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile 20 yaş altında hamiller açısından sokağa çıkma yasağı söz konusu olduğundan bu kapsamdaki hamiller veya kanuni temsilcileri açısından TTK m. 811/1’de belirtilen “devletin mevzuatından” kaynaklanan objektif nitelikte aşılamaz bir engelin varlığı şüphe götürmemektedir. [ii]
DEĞERLENDİRMELERİMİZ
Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınınca çekteki ibraz sürelerinin durdurulup durdurulmadığı, 7226 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde bulunan ibraz süresinin çekteki ibraz sürelerini kapsayıp kapsamadığı, muhatap, yetkili hamil/alacaklı ve düzenleyen ve çekle ilgisi olan kişiler açısından muğlak bir durumun söz konusu olduğu görülmektedir. 7226 sayılı kanun ile bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler durdurulduğu ve çekteki ibraz sürelerinin bu kapsamda olmadığı şeklinde bir anlam kanun lafzından çıkarılamamaktadır. Bununla beraber uygulamada bankaların kendilerine ibraz edilen çekleri, çekle işleyen hesaplarda karşılığın bulunması halinde ödediği, çeklerin takas odasına ibraz edildiği ve 7226 sayılı kanunun geçici 1. Maddesindeki durma süresinin 30 Nisan 2020’den 15 Haziran 2020’ye uzatılması akabinde işletmeler ve toplumun ekonomik yaşamı, nakit akışı mal ve hizmet üretimi, çalışanlara düzenli maaş ve ücret ödemelerinin devamlılığı (böylece işten çıkarma veya ücretsiz izinlerin mümkün olduğu kadar asgari düzeyde tutulması) açısından büyük hak kayıplarına sebep olacağı göz önüne alınınca ekonomik etkisi oldukça yıkıcı olan bu durumun alacaklı aleyhine yorumlanarak ibraz süresinin durduğunu söylemek mümkün olmamaktadır.
Yasanın amacı geçici 1’inci maddede “hak kayıplarının önlenmesi” olarak belirlenmiştir. Korunan taraf hiç bir hak kaybına uğramayan borçlu değil, duran sürede çeki ibraz etmediği için normalde süreyi kaçırmış olacak olan ve böylece hak kaybına uğrayacak olan alacaklı taraftır. Yani düzenlemenin pandemi sebebiyle hukuki işlem benzeri fiilleri ve hukuki işlemleri gerçekleştiremeyecek olan hak sahiplerinin, bunları gerçekleştirememelerinden kaynaklanan hak kayıplarını önlemek olduğu açıktır. Dolayısıyla hüküm hak sahibinin lehinedir. Hak sahibinin lehine olan bir hükmün sürelerin durduğu ve işlemediği dönemde hakkını kullanamayacağı sonucuna götürecek şekilde yorumlanması, hak sahibinin aleyhine buna karşın borçlu lehine olan sonuçlar doğuracağı gibi hükmün taşıdığı amacın tam tersi bir sonucu ortaya çıkarır ki amacı alacaklı hak sahibini korumak olan hükmün böyle bir sonuç ortaya çıkarmasının kabul edilebilmesi mümkün değildir. “Nasıl ki, dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin durmasına rağmen alacaklının dava açmasına ve takipte bulunmasına bir engel yoksa ve borçlu zamanaşımının durmasının kendisi lehine sonuçlar doğurduğunu ileri süremezse, hak sahibinin hakkını kullanmak için öngörülen sürenin durması halinde de hakkını kullanmasında, yani çeki bankaya ibraz etmesinde ve bu suretle ibraza bağlanan hukuki sonuçların doğmasını sağlamakta hiçbir bir engel yoktur.“ [iii]
Tarafımızca da kabul edeilen görüşe göre kanunun “amacı”nın düzenlemenin çekteki “ibraz sürelerini” de içermeye yönelik olduğu savına hiçbir şekilde hak verilemez. 7662 sayılı kanunun kabul ediliş süreci, hükmün hemen ilk cümlesinde düzenlemenin amacını “yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi” şeklinde belirten ifadesi ve bu ifadeyle örtüşür şekilde geçici madde 1’de düzenlenen tüm hususlar, Covid-19 salgını nedeniyle adli teşkilâtın çalışması sistemine (gerek anılan kanunda yasama organı, gerekse idari tasarruflarla idarece) yapılan müdahaleler dolayısıyla yasal süreler içinde “adli teşkilâta”, -belki daha doğru bir ifadeyle- “adli yollara” başvurulamaz hale gelmesi veya -haklı sağlık kaygılarıyla- başvurulmasından kaçınılması nedeniyle ortaya çıkması mutlak veya muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlamaktır. Başka bir deyişle salgın hastalık dolayısıyla adli teşkilâtın sağlıklı çalışma imkânının bulunmaması gerekçesiyle doğrudan 7226 sayılı kanunun geçici 1. maddesi hükmü uyarınca yasama tarafından veya idarenin çeşitli kararları ile bireylerin hak arama özgürlüğünün kısıtlanması ya da toplum sağlığının korunmasına ilişkin kaygıyla adli teşkilâta başvuru yoğunluğunun azaltılması ihtiyacı, doğal olarak adli teşkilâta başvuru sürelerinin süre uzatımı yoluyla dengelenmesi gereğini doğurmuştur. O nedenle maddedeki tüm fıkralarda yargılama hukukuna ilişkin düzenlemeler zikredilmiştir.
Halbuki çekin ibrazı ve ödememe durumunun tespiti “adli teşkilâta/adli yollara” başvurulmak suretiyle kullanılabilecek bir hak değildir. Çek muhatap bankaya veya takas odasına ibraz edilir ve ödememe durumu da (i) noter marifeti, (ii) muhatap bankanın yazılı beyanı veya (iii) takas odasının beyanı ile tespit edilir (TK m. 808). [iv]
Bunlarla beraber çekteki ibraz sürelerinin teknik manada bir “hak düşürücü süre” olmasından ve 7226 sayılı geçici 1. maddesinde “hak düşürücü” sürelerden söz edilmesinden yola çıkılarak maddenin çekteki ibraz sürelerini kapsadığı sonucuna varılmasının doğru yoldan çıkılan bir değerlendirme olmayacağı kanaatindeyiz. Maddede dile getirilen “hak düşürücü süreler”, biraz önce işaret edildiği üzere, adli yollara başvurulmak suretiyle kullanılabilecek bazı hakların tâbi tutulduğu hak düşürücü sürelerdir.
Tüm bu koşullar göz önüne alındığında:
- Çeklerin 15/06/2020 tarihine kadar bankaya ibraz edilebileceği ve karşılığın bulunması halinde çek bedelinin ödenmesi, kısmen veya tamamen karşılığının bulunmaması halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari miktarı ödemesi, karşılıksız işleminin yapılması gibi ibraza bağlı tüm hukuki sonuçları doğuracağını,
- Somut olayın özelliklerine göre alınan idari kararlara ve getirilen kanun, düzenlemelere bağlı olarak mücbir sebep dolayısıyla çek ibrazını gerçekleştiremeyen hamiller (65 yaş ve üstü, bağışıklık sistemi düşük, ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp/damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile 20 yaş altında hamiller) açısından çek ibraz süresinin 01.07.2020 tarihine kadar uzadığı,kanaatini taşımaktayız.
04.05.2020
Av. Abdulvahit KAYA – Av. Sergen DEMİRKOPARAN
[1] Ali Paslı: COVID-19 Salgınının Çek Hukukuna Etkisi: Güncel Koşullar Sürerken Çek İbrazı Mümkün Müdür?, http://www.ticaretkanunu.net/ali-pasli-covid-19-salgininin-cek-hukukuna-etkisi-guncel-kosullar-surerken-cek-ibrazi-mumkun-mudur/, (Erişim Tarihi: 31/03/2020). “Ek Açıklama: Çeklerin Pandemi Süresince İbrazının Devamına İlişkin Güncel Uygulamanın Eleştirisi” (www.ticaretkanunu.net), Bunun yanında Prof. Dr. Adnan Deynekli de, 7226 sayılı kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca çekteki ibraz sürelerinin sonunun 13/03/2020 – 15/06/2020tarihleri içine denk gelmesi halinde çekte ibraz sürelerinin uzadığını savunmaktadır. bkz. Adnan Deynekli, 7226 sayılı kanunla Yapılan Düzenlemenin Sürelere Etkisi Yönünden Değerlendirme, http://app.e-uyar.com/blog/index/478d6362-2806-49be-a6c2-89976b382794 (Erişim Tarihi: 02/04/2020). ↩︎
[1] Dr. H. Ali Dural COVID-19 Salgını Nedeniyle Yürürlüğe Giren 7226 Sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin Çek Açısından Sonuçları 09/04/2020 https://blog.lexpera.com.tr/covid-19-salgini-nedeniyle-7226-sayili-kanunun-cek-acisindan-sonuclari/#fnref9
[1] Dr. H. Ali Dural COVID-19 Salgını Nedeniyle Yürürlüğe Giren 7226 Sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin Çek Açısından Sonuçları 09/04/2020 https://blog.lexpera.com.tr/covid-19-salgini-nedeniyle-7226-sayili-kanunun-cek-acisindan-sonuclari/#fnref9
[1] COVID-19 Salgını ve 7226 Sayılı Kanunun Geçici 1. Maddesi Çekten Kaynaklanan Hukuki Sorumluluğun Şartlarını Değiştirmiş midir?
27/04/2020 Alihan Aydın, https://blog.lexpera.com.tr/covid-19-salgini-ve-7226-sayili-kanunun-gecici-1-maddesi-cekten- kaynaklanan-hukuki- sorumlulugun-sartlarini-degistirmis-midir/