DERNEK VE VAKIFLAR TİCARET YAPABİLİR Mİ?

Anasayfa » DERNEK VE VAKIFLAR TİCARET YAPABİLİR Mİ?

DERNEK VE VAKIFLAR TİCARET YAPABİLİR Mİ?

Dernek ve vakıflar ticareti faaliyetleri ve Vergi Mükellefiyeti:  

Dernek ve vakıflar aslında vergi mükellefi değillerdir. Bu kuruluşlar gelir vergisinin de kurumlar vergisinin de mükellefi olmazlar. Ancak iktisadi işletmenin oluşmasıyla kurumlar vergisi mükellefi olacaktır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2. maddesi dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeleri kurumlar vergisi mükellefleri arasında saymıştır. İktisadi işletmelerin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir.

Dernek ve vakıflar kazancın vergisini vermek şartıyla ticaret yapabilirler. Yani Türkiye’de kurulu dernek ve vakıflar ticaret yapabilir, iktisadi işletmeler kurabilir.  5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunumuz da buna müsaade etmektedir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1inci maddesi verginin konusunu işlemekte ve ‘Dernek ve Vakıflara ait iktisadi işletmelerin’ kazançlarının kurumlar vergisi kanununa tabi olduğunu belirtmektedir. Günümüzde birçok dernek ve vakıf faaliyetlerini devam ettirebilmek için üyelerinin katkılarına bel bağlamış bulunmaktadır.

Üye aidatları toplama sorunu nedeniyle dernek veya vakıf bu durumda, görevlerini yerine getirmekte zorlanmaktadır.  Osmanlı döneminde dernek ve vakıfların çalışmasını, görevlerini yerine getirmesini bizden daha iyi bir şekilde düzenlemiş ve kurulan vakıfların gelir elde etmesini sağlayacak tedbirler alarak vakıfların yüzlerce yıl kesintisiz sürmesini sağlamışlardı. Bilhassa, 2006 yılında yürürlüğe giren son Kurumlar Vergisi Kanunumuz özellikle dernek ve vakıfların kurduğu iktisadi işletmeleri de kurumlar vergisi mükellefleri arasına alarak, bir ölçüde bu dernek ve vakıfların yaşamasına katkı sağlayacak bir tedbiri daha almıştır.

Dernek ve vakfa ait bir işletmenin oluşum şartları:

  1. İşletmenin, sermaye ve idari bakımdan dernek veya vakfa bağlı olması
  2. Sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamış olması
  3. Ticari, sınai veya zirai alanda devamlı olarak faaliyette bulunması gerekir.

Dernek ve vakfın iktisadi işletmesinin devamlı olması çok önemli bir şarttır. Mesela, dernek bir defaya mahsus olarak basımını yaparak bir kitap satmış olsa ve gelir elde etmiş olsa bile kitaptan elde edilecek gelir, devamlı olarak yapılan bir faaliyet sonucu elde etmiş sayılacak ve iktisadi işletme doğmuş olacaktır. Buradan elde edilen kazancın vergisinin verilmesi gerekecektir. Derneğin kazanç gayesi olmaması, yapılan faaliyet derneğin görevleri arasında olmaması, işletmenin tüzel kişiliğinin olmaması, bağımsız muhasebesinin bulunmaması, tahsis edilmiş bir sermaye veya işyeri olmaması yahut satılan mal ve hizmetin bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, karın elde edilememesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi hiç önemli değildir. Bir iktisadi işletme olduğu takdirde derneğin iktisadi işletmesi olacak ve ticaret yapan bir işletme doğmuş olduğu için Kurumlar vergisine tabi olacaktır. Kurumlar vergisi kanunumuz dernek ve vakıfların ticaret yapmasına, iktisadi işletmeler kurmasına müsaade ettiğine göre, söz konusu kuruluşların gayelerini amaçlarını yerine getirmesi için iktisadi işletmeler kurması iyi olabilir. Üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

Bu anlatımlara Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilecektir.

Geçici 2. Madde       
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesine göre, 31 Aralık 2015 tarihine kadar, dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67’nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar için iktisadi işletme oluşmamış sayılır. Yani, bu düzenleme ile dernek veya vakıflar ile vergi uygulamalarında dernek veya vakıf olarak değerlendirilen kurum ve kuruluşların elde ettikleri ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş; Taşınmaz kira gelirlerinden, Menkul kıymet alım satım gelirlerinden, Menkul kıymetlerin elde tutulması ile itfasından elde edilen gelirlerden, ibaret olması halinde, elde edilen bu gelirler dolayısıyla, 31 Aralık 2015 tarihine kadar kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyecektir. Söz konusu vergi kesintileri dernek veya vakıflar açısından nihai vergileme niteliğinde olacaktır.

31 Aralık 2015 Sonrası         
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesinin süresi 31 Aralık 2015 itibarıyla dolmaktadır. O halde atılabilecek iki adım vardır: Öncelikle geçici 2. maddenin süresi uzatılabilir ya da bu hüküm kalıcı hale getirilebilir. Böylece, vakıf ve dernekler için vergi tehlikesi ortadan kaldırılmış olur. Atılabilecek bir diğer adım ise, vakıf veya derneklerin taşınmazlarını kiraya vermeleri ya da atıl fonlarını değerlendirmelerinin iktisadi işletme oluşturmayacağı yönünde bir idari düzenleme ile konuya açıklık getirmektir. Bir dernek veya vakfın bu faaliyetlerde bulunması yukarıda açıklanan iktisadi işletme oluşum şartlarını sağlamaz. Konuyu bir tebliğ ile açıklamak bu sorunu ortadan kaldıracaktır.

Vakıf ve Derneklere ait Ticari İşletmeler

Vakıf ve Derneklere ait Ticari İşletmelerinin Kuruluş İşlemi

Mersis’ten başvuru yapılarak talep nosu alınmalı ve randevusuz olarak bölge temsilciliğine başvuru yapılmalıdır.

 

1-) Derneğin/Vakfın unvanı, merkezi, vergi kimlik numarası; işletmenin unvanı, sermayesi, ticari ikametgahı, işletmenin açılış tarihi, bu tarihteki gerçek faaliyetinin konusu ve bu konuyu gösterir NACE kodu, işletmeyi temsile yetkili kılınan kişilerin adı ve soyadı, yerleşim yeri, kimlik numarasının da yer aldığı başvuru dilekçesi,

2-) Oda kayıt beyannamesi

3-) TTK md.40 a göre düzenlenmiş imza beyannameleri

4-) Derneğin faaliyette olduğunu gösteren resmi belge / Vakfın tüzel kişiliğinin devam ettiğini gösteren resmi belge,

5-) Dernek tüzüğünün / Vakıf senedinin aslı ile birlikte ibraz edilmek kaydıyla bir örneği veya noter onaylı örneği,

6-) Taahhütnamede veya başvuru belgesinde yer almaması halinde dernek/vakıf yöneticilerinin bu göreve seçilmelerine ilişkin yetkili organ kararının bir örneği,

7-) İşletmenin açılmasına ve tesciline ilişkin yetkili organ kararının noter onaylı örneği (1 nüsha),

8- ) Derneğin / Vakfın bir ticari işletme kurabilmesinin resmi bir makamın iznine veya onayına bağlı olduğu hallerde bu izin veya onaya ilişkin belge

 

Av. A. Vahit KAYA,  LLM-  MBA

 Kaya & Partner Hukuki Danışmanlık

      Lawyers  –  Rechtsberatung

       Istanbul / Turkey

 

www.kayapartner.com                                                                                 info@kayapartner.com

 

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz: