TÜRKİYE’DE BULUNAN YABANCI PLAKALI ARAÇLA KAZA YAPILMASI HALİNDE UYGULANACAK HUKUKİ PROSEDÜR
TÜRKİYE’DE BULUNAN YABANCI PLAKALI ARAÇLA KAZA YAPILMASI HALİNDE UYGULANACAK HUKUKİ PROSEDÜR
Yabancı Plakalı Araçlar İçin Zorunlu Yeşil Kart Sigortası Nedir?
Yeşil Kart, yabancı plakalı araç sahiplerinin yeşil kart sistemine dahil ülkelerde yapacakları seyahatler sırasında neden oldukları kazalar sonucunda zarar görenlerin korunmasını sağlamak amacıyla kullanılan bir belgedir. Yeşil kart, üye ülkenin Motorlu Taşıt Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına eşdeğer koruma sunar. Ülke sınırlarından giriş yapan yabancı plakalı her araç bu belgeye sahip olmak zorundadır.
Geçirilen Kaza Neticesinde Yabancı Plakalı Aracın Tam Hasarlı Kabul Edilmesi
Sigortalı aracın %70 veya daha yüksek oranda hasar alması sonucu;
- Tamamen kullanılamaz hale gelmesi,
- Eski duruma getirilmesi için tamir giderlerinin sigorta değerine denk olması,
- Tamirinin imkânsız olması
Durumlarında tam hasara uğrayan araç pert total olarak kabul edilir. Günümüzde yaygın kullanım şekliyle bu araçlara pert araç denilmektedir.
Yabancı plakalı araç trafik kazası sonucu tam hasara uğramışsa aracın yurtdışına çıkartılması veya gümrüğe terk edilmesi gerekir. Eğer araç yurtdışına çıkartılamayacak durumdaysa yani pert araç statüsündeyse aracın Gümrük Müdürlüğü’ne terk edilmesi gerekir. Bu durumda yabancı plakalı aracın sahibi aracının gümrüğe terk edilmesi için gümrük idaresine dilekçesini sunmalıdır. Gümrük idaresine terk edilmek istenen aracın hasarının tespit edilmesi için gümrük idaresince bir heyet oluşturulur. Heyet tarafından yapılan incelemeler sonucunda terk edilen aracın tamiri mümkün ise Türkiye’deki tamir giderleri ile yurtdışında kayıtlı olduğu ülkedeki piyasa değerinden hangisi daha düşük ise araç sahibinin zararı o değer olacaktır.
Trafik kazası sonucu pert haline gelen yabancı plakalı aracın gümrük idaresine yapılacak başvuruyla pasaport kayıtlarından düşümünün istenmesi gerekir.
Tam hasarlı yabancı plakalı araç sahibi Türk plakalı bir araç ile kaza yapmışsa ve kaza Türk plakalı aracın kusuru ile meydana gelmişse, aracın bağlı bulunduğu Türk Sigorta şirketine veya kasko şirketine hasarın ihbarı yapılmalıdır. Zarar görene ödenecek tazminatın amacı gerçek zararının karşılanmasıdır. Buna göre zarar hangi para birimiyle doğmuşsa o para biriminde tazminat talep edilebileceği gibi fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak da talep edilebilecektir.
Geçirilen Kaza Neticesinde Yabancı Plakalı Aracın Kısmi Hasarlı Kabul Edilmesi
Türkiye’de bulunan yabancı plakalı aracın kısmi hasara uğraması durumunda sorumludan; aracın tamir masrafları, tamir süresince araçtan mahrum kalınan süre için mahrumiyet tazminatı ve değer kaybı tazminatı talep edilebilir.
Pert olmamakla birlikte araçta ağır hasarın meydana geldiği durumlarda araç tamir ettirilmek istenmiyorsa doğrudan Gümrük müdürlüğüne terk edilebilir.
Aracın değer kaybı belirlenirken; kayıtlı olduğu ülke piyasasındaki 2. El değeri, onarıldıktan sonraki değeri, kaza tarihinden önceki değeri ve aracın teknik özellikleri baz alınarak bir genel değerlendirme yapılır. Hasara uğrayan araç sahibinin alacağı tazminat bedeli belirlenirken zarara ilişkin başka sigorta şirketinden ödeme alıp almadığı da göz önünde tutulacaktır.
Hasar tespitinin yapılması sonucu aracın tamiri veya terki durumunda kayıtlı olduğu ülkedeki piyasa değerine göre değer biçilecek ve tamir durumunda gerekli olursa parçanın yurtdışından temini için yapılacak masraflar sigorta şirketi tarafından ödenecektir.
Kaza Neticesinde Yabancı Plakalı Araçta Meydana Gelen Maddi Hasarın Giderilmesi
Türkiye’de meydana gelen trafik kazası sonucu yabancı plakalı araçta oluşan hasarın tamirinin nerede yapılacağı hususunda araç sahibinin seçimlik hakkı mevcuttur. Araç sahibi aracını ikamet ettiği ülkede veya Türkiye’de tamir ettirebilir. Aracın yurtdışında tamir ettirilmek istenmesi halinde gerçek hasar bedeli tespit edilerek bu bedelin tazminine karar verilecektir.
Tamir masrafları aracın sigorta değerini aşmışsa taşıt tam hasara uğramış sayılır. Sigorta şirketi araçta meydana gelen gerçek zarardan poliçede belirlenmiş azami limit kadarıyla sorumludur.
Kaza Neticesinde Hasara Uğrayan Yabancı Plakalı Aracın Gümrüğe Terk Edilmesi
Türkiye’de bulunan yabancı plakalı araçların meydana gelen trafik kazasından sonra gümrük idaresine terk edilmesi, aracın tamamen yok olmuş sayılacağı anlamını taşımamaktadır. Bu gibi durumlarda öncelikle aracın kullanılabilir durumda olup olmadığı değerlendirilecektir. Eğer araç kullanılabilir durumda ise tamir imkanının olup olmadığı tespit edilir.
Tamiri mümkün olmasına rağmen terk edilen araçtaki zarar belirlenirken, Türkiye’deki tamir gideri ile kayıtlı olduğu ülkedeki piyasa rayiç bedeli göz önünde bulundurulur. Buna göre elde edilen değerlerden hangisi daha az ise zarar değeri olarak bu tutar belirlenir. Bu durumda aracın trafik kazası olmadan önceki yurtdışı piyasa rayiç bedeli ile Türkiye’de tamiri halinde yapılacak tamir giderleri karşılaştırılarak daha ekonomik olan tutar araç sahibinin zararı olarak belirlenecektir.
Yabancı plakalı aracın Türkiye’de kaza yapması sonucunda meydana gelen hasara, değer kaybına ve zarara ilişkin bilgi ve belgelerin araç sahibi tarafından ibraz edilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde sigorta şirketi de iddia ve savunmalarını ispatla yükümlüdür.
Meydana Gelen Maddi Zararların Tazminine İlişkin Zamanaşımı Süresi
Trafik kazası sonucu ortaya çıkan maddi zararların giderilmesi talebine ilişkin zamanaşımı süreleri Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. Maddesinde belirtilmiştir. İlgili kanun maddesine göre: “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine dair talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.”
Bu hükme göre zamanaşımı süresinin kaza tarihinden itibaren veya araç sahibinin aracındaki hasarı ve sorumlusunu öğrendiği andan itibaren başlayarak hesaplanacağı söylenebilir. Sigorta şirketinin kısmi ödeme yaptığı hallerde zamanaşımı kesilecektir.
Yabancı Plakalı Aracın Türkiye’de Yapmış Olduğu Kaza Sebebiyle Uğradığı Zarara İlişkin Talepler Nerede İleri Sürülebilir?
Yabancı plakalı bir aracın Türkiye’de yapmış olduğu kaza sebebiyle zarara uğramasından doğan taleplerin öncelikle ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak sunulması gerekir. Sigorta kuruluşuna yazılı başvuru süreci tamamlanmadan seçimlik haklar kullanılamaz. Sigorta şirketine yazılı başvuru neticesinde, sigorta şirketinden olumsuz yanıt alınması halinde veya 15 gün içerisinde yanıt alınamaması halinde araç sahibinin seçimlik hakkı doğar. Araç sahibi uğradığı zarara ilişkin taleplerini dava yoluyla ileri sürülebileceği gibi bu konuda Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuruda bulunulabilir. Fakat talepte bulunan, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmak ile dava açmak arasında bir seçim yapmak durumundadır. Hem dava açıp hem komisyona başvurmak mümkün olmadığı gibi burada talepte bulunanın herhangi bir hukuki yararı da söz konusu değildir.
- Sigorta Tahkim Komisyonu’na Başvuru Yolu
Sigortacılık Kanunu 30. Maddesinin 13. fıkrasında belirtildiği üzere Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması gerekmektedir. İlgili sigorta kuruluşuna yaptığı başvuru ile talebinin kısmen veya tamamen reddedilmesi ya da ilgili kuruluşun 15 iş günü içerisinde cevap vermemesi üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapılabilecektir. Dava yoluna gitmek bakımından trafik sigortalarıyla alakalı benzer bir hüküm de KTK 97. Maddesinde yer almaktadır. Bu hükme göre de dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuru yapılmış olmalı, kuruluş 15 gün içerisinde cevap vermediği ya da talebi reddettiği takdirde dava açılabileceği veya Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabileceği ifade edilmiştir. Söz konusu iki kanun hükmü arasındaki fark Sigortacılık Kanunu’nda sürenin 15 iş günü, Karayolları Trafik Kanunu’nda ise sürenin 15 gün olmasıdır. İlgili sigorta kuruluşuna başvuru yapılması şartı alacağın doğumuna ilişkin bir şart değildir. Muaccel olmayan bir alacak talep ve dava edilemeyeceği için söz konusu başvuru şartı daha sonradan tamamlanabilir bir dava şartı değildir. Dolayısıyla her hâlükârda dava açılmadan veya komisyona başvurulmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvuru yapılması şartı yerine getirilmelidir.
Sigorta kuruluşuna başvuru yapma şartını yerine getiren ve talebiyle alakalı olumsuz yanıt alan ya da 15 iş günü (Karayolları Trafik Kanunu’ndan doğan uyuşmazlıklar için 15 gün) içerisinde geri dönüş almayan kişi, dava açmak yerine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapmayı tercih ederse söz konusu uyuşmazlığın tutarı 5.000 TL’ye kadar ise 100 TL, tutar 5.001 ila 10.000 TL arasında ise 250 TL, 10.001 ila 20.000 TL arasında ise 350 TL, 20.001 TL ve daha üzerinde ise uyuşmazlığın tutarının %1,5’u kadar, yani en az 350 TL, başvuru ücreti yatırmak durumundadır.
- Dava Yolu
Komisyona başvurmak yerine dava açmayı tercih eden kişi, davasını ilgili sigorta kuruluşunun ticari merkezinin ya da şubesinin ya da uyuşmazlığa konu olan sigorta sözleşmesini yapmış olan acentesinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açabileceği gibi; uyuşmazlığa konu olan kazanın vuku bulduğu yerdeki veya aracın sahibinin Türkiye’de ikametgahının bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açabilir.
- Sigorta Tahkim Komisyonu’na Başvuru ile Dava Yolu Arasındaki Fark
Dava yoluna gitmek ile Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmak arasındaki en önemli farkın uyuşmazlığın çözümünün süresiyle ilgili olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim dava açıldığı takdirde davanın sonuçlanması birkaç yıl alabilir. Fakat söz konusu uyuşmazlıklarda Sigortacılık Kanunu madde 30/16’ya göre Sigorta Tahkim Komisyonu hakemleri uyuşmazlığı 4 ay içerisinde çözmekle yükümlüdürler. Bu anlamda uyuşmazlığın Sigorta Tahkim Komisyonu’nda daha çabuk karara bağlandığı görülmektedir.
İlgili Trafik Kazası Gerçekleştiği Takdirde Hangi Belgelerin Toplanması Gerekir?
Söz konusu trafik kazası vuku bulduktan sonra hukuki yollara başvuru yapılabilmesi için belirli belgelerin toplanması ve hazırlanması gerekecektir. Trafik kazasının neticesine ve sonuçlarına göre toplanması gereken belgeler farklılık göstermektedir. Örnek vermek gerekirse yalnızca maddi hasara sebep olan trafik kazalarında Kaza Tespit Tutanağının kazanın tarafları tarafından imzalanıp hazırlanması yeterli olurken; bedensel zarar veya ölüme sebep olan trafik kazalarında Kaza Tespit Tutanağının resmi makamlar tarafından düzenlenmiş olması gerekmektedir.
Yalnızca maddi hasar neticeli trafik kazalarında sigorta poliçesinin fotokopisi, araç sürücülerine ait ehliyet ve ruhsat fotokopileri, kaza vuku bulduktan sonra kazaya katılan araçların yerlerinden oynatılmadan çekilmiş olan ve kaza yerinin fotoğrafları gerekmektedir. Trafik kazası bedensel zarara sebep olmuşsa sigorta poliçesi ve ehliyet ile ruhsat fotokopilerinin yanı sıra bedensel zarardan dolayı maruz kalınan tedavilere ilişkin sağlık raporu, kaza ile nedensellik bağı bulunan tedavi giderlerine ait evraklar (faturalar gibi), kaza sonucu oluşan bedensel zarar iş göremezlik durumuna sebep olmuşsa bu hususu ispatlayan doktor raporu veya kalıcı bir sakatlık söz konusu olmuşsa bu hususa ilişkin heyet veya doktor raporu gerekmektedir. Ölüme sebebiyet veren trafik kazalarında ise ek olarak ölüm muayene tutanağı, kişinin gelirini gösterir belgeler, veraset belgesi, nüfus kayıt örneği gibi belgeler de toplanmalı ve hazırlanmalıdır.
Görüldüğü üzere kazanın neticesine göre hukuki yollara başvurmak için gereken belgeler değişiklik göstermektedir.
Söz Konusu Kazanın Sebep Olduğu Hasar İle İlgili Nereye İhbarda Bulunulmalıdır?
Türkiye’de bulunan fakat yurtdışına kayıtlı olan yabancı plakalı araç ile Türkiye’de kaza yapıldığında yabancı plakaya sahip aracın sürücüsü kusurlu ise bu takdirde kazanın sebep olduğu hasarın ihbarı Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’na yapılmalı; eğer kusurlu olan Türk plakalı araç ise bu takdirde söz konusu aracın Türkiye’deki sigorta kuruluşuna yapılmalıdır. Eğer Türk plakalı aracın kasko poliçeleri bulunuyorsa, bu takdirde araç hangi ülkede kayıt altındaysa o ülkedeki kasko şirketine de hasarın ihbarının yapılabilmesi mümkündür.
Av. Abdulvahit KAYA
Av. Beste EVİN
Av. Oğulcan AKMİL