TÜRK HUKUKU ÖĞRETİ VE İÇTİHATLARININ YARATTIĞI BİR KAVRAM: “ECRİMİSİL”
TÜRK HUKUKU ÖĞRETİ VE İÇTİHATLARININ YARATTIĞI BİR KAVRAM: “ECRİMİSİL”
Ecrimisil, Türk Hukuku’nda bilinen diğer adıyla “Haksız İşgal Tazminatı” içtihat ve öğretiler ışığında gelişmiş bir kavramdır. Yargıtay’ın yerleşik içtihadı uyarınca ecrimisil; “Zilyet olmayan malikin, haksız işgal nedeniyle malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği tazminat” olarak tanımlanmaktadır. Bu yazımızda kısaca ecrimisil tazminatının şartlarının neler olduğuna, bu tazminatın alacak kalemlerinin neler olduğuna, zamanaşımı ve usul konularına değinilecektir.
Ecrimisil, bir taşınmaz üzerinde hak sahibi olmayan ve tasarruf yetkisi de olmayan bir zilyedin, tasarruf hak ve yetkisine sahip malikin rızası olmadan bu taşınmazı kullanması sonucu doğan tazminat olarak tanımlanabilir.
ECRİMİSİL TAZMİNATININ ŞARTLARI NELERDİR?
1.Haksız işgal:
Ecrimisil tazminat talebinin ilk şartı; taşınmazın, taşınmaz malikinin rızası olmaksızın kötü niyetli bir kişi tarafından işgalidir. Bu haksız işgali yapan kişinin her zaman bir üçüncü kişi olması gerekmemektedir, bazen mirasçılar arasında dahi haksız işgal söz konusu ise ecrimisil talep edilebilmektedir. Tekrar belirtelim ki, burada önem arz eden husus, bu kişinin -ister üçüncü kişi olsun ister mirasçılar arasında söz konusu olsun- söz konusu taşınmazda oturmaması gerektiğini bildiği, tasarruf hak ve yetkisine sahip olmamasına rağmen taşınmazı malik rızası dışında kullandığının farkında olduğu yani “kötü niyetli” olduğu durumlarda söz konusudur.
Haksız işgal ise karşımıza farklı şekillerde çıkabilir. Örneğin; kira süresinin dolmasına rağmen taşınmazın kullanılmaya devam edilmesi, izinsiz inşaat, izinsiz kullanım ve sair edimler haksız işgalin vuku bulduğu en çok karşılaşılan durumlardır.
2.Zarar:
Haksız işgalin neden olduğu zararın varlığı şarttır. Ecrimisil tazminatının temelini oluşturan alacak kalemlerini şöyle sıralayabiliriz;
- Taşınmazın kullanımı nedeni ile olağan yıpranmadan dolayı oluşan zararlar yani “olağan yıpranma payı”,
- Taşınmazın salt olarak kullanımı nedeni ile doğan zararlar yani işgal sebebiyle ve bununla doğrudan bağlantılı olarak uğranılan zararlar,
- Taşınmaz sahibinin, taşınmazı kullanamadığı süre boyunca normalde elde edebileceği ancak taşınmazın işgali sebebiyle elde edemeyip mahrum kaldığı kar nedeniyle uğramış olduğu zararlar diğer bir deyişle “yoksun kalınan kar”,
Uygulamada bu tazminata ilişkin olarak doğan zararların en yaygın şekli ise, mal sahibinin söz konusu taşınmazdan elde etmesi muhtemel olan kazançlardan mahrum kalması yani “yoksun kalınan kardır.”
Yani kısaca, ecrimisil bedeli en az taşınmazın getireceği kira geliri kadardır. Ancak bilirkişin tespiti yoluyla yapılan incelemeler neticesinde kira gelirinden başka zararlar tespit edilirse bunlar da hesaplamaya dahil edilecektir.
3.İlliyet Bağı:
Taşınmaz malikinin zararı ile haksız işgal arasında bir neden- sonuç ilişkisi yani “illiyet bağı”(nedensellik bağı) söz konusu olmalıdır. Ecrimisil tazminatı bir haksız fiil tazminatı olduğuna göre, fuzuli şagilin haksız fiili olan işgal eyleminin, malikin zararına sebep olmuş olması hukuki bir zorunluluktur.
4.Kötü Niyet:
Ecrimisil tazminatının hukuki dayanağını oluşturan TMK nın Md 995/f 1 e göre;
“…İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.
Yine aynı maddenin başlığı ise “iyiniyetli olmayan zilyet bakımından” olup, iyi niyetli olmayan zilyet açısından sorumluluk hükümlerine yer vermektedir.
İlgili madde hükmünden açıkça anlaşılmaktadır ki, kanun bu kişinin iyi niyetli olmamasını ecrimisil tazminat talebinde bulunulması için bir şart olarak koşmuştur. Yani iyi niyetli olmayan zilyet, kendisinin tasarruf hak ve yetkisi sahibi olmaksızın ve malikinin rızası dışında, taşınmazı kullandığını biliyor veya bu hak ve yetkinin kendisinde olmadığını bilebilecek durumdadır ancak buna rağmen haksız işgaline devam etmektedir.
USULİ ŞARTLAR:
Ecrimisil tazminat talebi davası, haksız el atmanın önlenmesi yani müdahalenin men’i davası veya tapu iptal davaları ile birlikte açılabileceği gibi bunlardan tamamen bağımsız olarak da açılabilmektedir. Bu davada ispat yükü taşınmaz maliki olan davacıya ait olup, hem taşınmazın haksız işgal edildiğini hem de bu işgalin süresinin ispatı (sürenin ispatı tazminatın miktarına hükmedilirken önem taşımaktadır) gerekmektedir.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME:
6100 sayılı HMK nın 2. Maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme olmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Ecrimisil davaları da malvarlığı haklarına ilişkin olduğundan görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Ecrimisil davası, bir taşınmazın haksız kullanımına dayalı olarak açıldığına göre, genel yetki kuralları gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi ecrimisil davalarında yetkilidir.
Taşınmazın İdare’ye ait olduğu durumlarda ise, yine dava konusu taşınmazın bağlı bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemedir, fakat bu kez görevli mahkeme İdare Mahkemesi olup ,İdare Mahkemesi’nde idari işlemin iptali davası açılması gerekmektedir.
ZAMANAŞIMI:
Ecrimisil tazminatı her ne kadar bir haksız fiil olarak tanımlanmış olsa da, Yargıtay içtihat ve uygulamaları ile bu tazminatın tabi olduğu zamanaşımı süresini, Borçlar Kanunu kapsamındaki genel dava zamanaşımı süresiden ayrık tutarak 5 yıllık süre ile sınırlanmıştır.Bu 5 yıllık süre haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren başlar. Ayrıca ecrimisil talebine konu tazminat sahip olduğu nitelik itibariyle, sadece geçmişe dönük olarak talep edilebilmektedir. Yani, dava açıldıktan sonraki süre için ecrimisil talep edilemeyecektir.
Mayıs/2021
Av. Abdulvahit KAYA & Av.B. Sıla DEMİR
Kaya&Partner Hukuki Danışmanlık
Rechtsberatung-Lawyers and Consultants
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Abdulvahit KAYA’ya aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.