Nafakaya Dair Genel Bilgiler

Anasayfa » Nafakaya Dair Genel Bilgiler

NAFAKA NEDİR? NAFAKA ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Nafaka, aile bireyleri ya da bir zamanlar aynı ailenin birer ferdi olan kişilerin birbirlerine yaptığı asgari geçim yardımıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre iki çeşit nafaka vardır. Bunlardan ilki “bakım” nafakasıdır ve burada amaç, aile kurumunun müşterek menfaatini korumaktır. Tarafların birbirlerine ve müşterek çocuğa destek olmasını sağlamaktır. Bu kapsamda bakım nafakası, “İştirak” ve “Yoksulluk” olarak ikiye ayrılır.

Bakım nafakalarından ilki yoksulluk nafakasıdır. Boşanma ile yoksulluğa düşecek olan tarafa (ki burada cinsiyet ayrımına gitmeyiz, erkekler de eşlerinden koşulları oluştuğu müddetçe nafaka talep edebilir) nafaka verilmesine hükmedilir. Yoksulluk nafakası belirlenirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur durumları dikkate alınır. Nafaka alacaklısı olan taraf evlenene yahut ölene kadar nafaka borcu devam eder. Şayet hâkim kararda “süreli” bir nafakaya hükmetmiş ise, örneğin 2 yıl ile sınırlı olmak üzere, nafaka borcu bu sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer.

Bir diğer bakım nafakası çeşidi de iştirak nafakası olup müşterek çocuğa fiilen bakmayan ebeveyn için kanunun öngördüğü nafaka çeşididir. Çocuk 18 yaşına gelene kadar eğer ölmez ya da mahkeme kararı ile kaldırılmaz ise nafaka yükümlüsü ebeveynin sorumluluğu devam eder. Bu nafaka tayin edilirken müşterek çocuğun yaşı, fiziksel ve ruhsal sağlığı ile genel giderleri ayrıca her iki ebeveynin de sosyal/ekonomik durumları dikkate alınacaktır. Tüm bu durumlar birlikte değerlendirildikten sonra bir miktar tayin edilecektir. Buna rağmen iştirak nafakasında temel olarak çocuğun üstün yararı dikkate alındığı için ağırlıklı olarak çocuğun menfaatine yönelik bir miktar tayin edilir.

Her iki nafaka çeşidi için de boşanma davası süresince olası mağduriyetlerin önüne geçmek için hâkim ara karar kurarak tedbir nafakasına hükmedebilecektir. Tedbir nafakası boşanma davası sonucunda yoksulluk ya da iştirak nafakasına dönüşerek devam eder.

Eğer müşterek çocuğun eğitimi 18 yaşını geçtikten sonra da devam ediyorsa, çocuk yeni bir dava açarak iştirak nafakasının eğitim nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmelidir. Yargıtay içtihatları da bu doğrultudadır.

Tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiğinde, ülkede ödeme güçlüğü yaratacak olağanüstü bir durum yaşandığında, nafaka borçlusu olan taraf dava açarak nafakanın kaldırılması yahut azaltılması talebinde bulunabilir. Davacı olan taraf dilekçesi ekinde sosyal ve ekonomik durumunun kötüleştiğine dair sağlık raporları, aleyhine açılmış icra takipleri ya da diğer kanıtları mutlaka sunmalıdır. Aynı şekilde nafaka miktarı yetersiz geliyorsa ya da nafaka borçlusunun maddi durumunda büyük bir iyileşme var ise dava açılarak nafaka miktarının artırımı talep edilebilir.   Nisan 2020

Av. Çağla Çinili, LLB *

Kaya & Partner Hukuki Danışmanlık

Kaya Partner  Lawyers and Consultants

 

*Av. Çağla Çinili, İstanbul Barosu üyesi olup 2015 yılından beri Kaya Partner avukatlık ofisinde Aile Hukuku, İdare ve Petrol Hukuku ile bedensel zararlar konulu davaları yürütmektedir.

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz: